Hocanın montu

Kalem oynatması zor bir oyun. Şöyle ki, ekrana yansıyan Abdullah Avcı'nın montu dışında şık hareketin pek bulunmadığı bir doksan dakika oynandı. Trabzonspor tarafından Fountas, Bakasetas ve Visca, Ankaragücü tarafından Efkan ile onun yanına zorla ekleyeceğiniz bir de Cephas, göze hoş gelecek hareket peşinde koşan futbolcular listesindeydi.

Trabzonspor kadrosu, iki stanbullu'nun arayı açıp diğerlerinden koptuğu ligde, geride kalan haftalarda puan tablosunun üçüncülük koltuğuna kurulması için yeterli. Devre arasında transfer yapmaktansa, oyunu oturtmak, gelecek sezon için alınacak isimleri belirleyip onları kadroya erken katmaya çalışmak daha akıllıca duruyor. Yoksa dünkü oyuna bakarak oldukça fazla transfer yaparsınız. Hata olur. Üçüncülüğü al. Avrupa'ya katıl. Ona göre kadronu kuvvetlendir.

Maç seni alıp götüren keyifte olmayınca, bu tarz düşüncelere dalıp gidiyorsun. Ötesi olmayan bir karşılaşma. Yazının bu bölümünü yetmişinci dakikada yazarken, öğleden bu yana seyrettiğim üç Süper Lig maçında sadece üç gol görebildim. Ne kısır bir gün. Savunmaların becerisinden çok, hücumların organizasyonsuzluğunun eseri bu tablo.

Onuachu kendisine top getirilmediğinde izlemesi çok keyifli bir futbolcu değil. Hele ki ikinci yarının büyük bölümünde olduğu gibi, takımı kendi alanında karşılayarak oynadığında tam bir çileye dönüşüyor futbol onun için. Deplasmanda böyle oynanacaksa orada hızlı bir oyuncuyu tercih etmek daha doğru olur. Bir ara o kadar yalnız kaldı ki, kendisine atılan uzun topları indirse bile etrafında takım arkadaşı bile yoktu.