Gidilmemiş yollar

İlk maçın benzeri bir ilk yarı oynandı. Fakat bu kez top rakipteyken daha temassız ve top kendilerine geçtiğinde hücum agresifliği sadece Ferdi'nin bireysel performansıyla sınırlı bir oyun vardı. Bu da Lugano takımının attığı golle daha cesaretli oynamasına sebep oldu.

İlk topun gol olma hastalığı devam ediyor. Livakovic'in performansından çok, topun o noktaya gelişindeki yerleşim hataları ve vuruşu yapacak oyuncuyu rahatsız edecek bir futbolcunun bulunmaması asıl sorun. Vuruş da olabilecek en iyi yere gitti.

Fenerbahçe mutlaka takıma seviye atlatacak bir defansif orta saha transferine ihtiyaç duyarken, topa akıcılık kazandıracak Fred'in sakatlanması büyük talihsizlik oldu. Onun olmadığı dakikalarda Krunic'in defoları daha çok görünür hale geldi. Burada tribün tavrını eleştirmek gerek.

Krunic'in yaptığı bir pas hatasına, rakibi ıslıklarcasına tepki vermek, Fenerbahçe'yi uzun yıllardır kemiren bir hastalık. Bu tavır, oyuncusunu cesaretlendirmekten öte, geriye götürüyor. İlk yarının kırılma anı, Livakovic'in boş kaleye giden topu kurtarışı oldu.

Taraftarın bu tavrını da düşünürseniz, o pozisyon gol olsa, Avrupa'da rakibi etkilemesi beklenen atmosfer, Fenerbahçeli futbolcular için kâbus olurdu. Mert Hakan Yandaş, bu takımın en yetenekli ve vazgeçilmez ismi değil. Ancak sahaya yüzde yüzünü veren ve her futbolcuyu bir adım daha fazla atmaya zorlayan bir oyuncu.

Oyuna girerken Mourinho'nun yardımcılarının duran toplardaki yerleşimleri ve ona göre yapılacak ortaları gösteren görüntü, Mert'in söyleneni iyi yaptığının da ispatı.