Derbilerin sürpriz golcüleri vardır. Kanadında beklendiği gibi Saint-Maximin pozisyonlar üretirken, Torreira'nın şutu tabelayı değiştirdi sürpriz golcü olarak.

O dakikaya kadar pas hatası yapan, ikili mücadeleleri kaybeden, baskı yapamayan Fenerbahçe'ydi. Saint-Maximin'i bir kenara koyun iyi diyebileceğiniz tek futbolcu yoktu.

Böylesine kötü bir smail Yüksek ve Fred performansı izleteceklerini kimse tahmin edemezdi. Sarı-Lacivertliler bu kadar yokları oynarken Mertens klas bir aşırtma ile farkı ikiye çıkardı. Maçta daha konsantre olduğunu gösteren Galatasaray'dı.

Duran toplar derbilerde tabelayı değiştirmek için çok önemli olmasına karşın, topun başına geçen Fenerbahçeli futbolcular bunun kıymetini bilmekten çok uzaktı. Bu bile konsantrasyonun hangi seviyede olduğunun göstergesidir. Fenerbahçeli futbolcular skorun da etkisiyle kötü başladığı oyunda daha da kötüye doğru yol aldı.

Tadic ve Dzeko gibi maça ağırlığını koyması beklenen oyuncular acemi bir futbolla takımına katkı yapmaktan uzaktı.

İlk golün hemen ardından Osterwolde ile girilen pozisyon dışında tabelayı değiştirecek etki oluşturamadılar.

İkinci yarı orta saha merkezinde smail-Amrabat değişikliğiyle hata yapanların sayısını azaltarak başlayan Mourinho, biraz kendi oyun gücüyle ama daha çok Galatasaray'ın iki farkı koruma iç güdüsüyle Galatasaray yarı sahasına oyunu yıkabildi. Fakat Sara'nın attığı goldeki gibi tek pas ve isabetli pasla oynayamadığı için bunu pozisyona çevirmeyi başaramadı.

İkinci devrede karşılıklı gollerle tabela belirlendi. Galatasaray altıncı haftada önemli bir puan farkı avantajını cebine koyarak Kadıköy'den ayrıldı. "Biz şimdiki dünyanın yabancısıyız; en azından ben" demişti İslam Çupi bir röportajında. Spor basınında kalemi ve değerleriyle günümüzü aydınlatan, şimdiki dünyaya yabancılardan biri daha ayrıldı dün aramızdan. Ercan Güven, neyi nasıl dediği merak edilen spor yazarıydı.