Istakozun kitapta yeri var mı

Kıyıda köşede kalmış bir haber...

Kimsenin dikkatini cezbetmediği sessiz sedasız sanki sadece duyuru mahiyetinde yapılmış bir haber!

Her yan ıstakoz her yan savaş tiyatrosu!

Varsa yoksa ıstakoz. Istakoz da ıstakoz!

Devletin ve dahi ülkemizin öncelikli gündemi olması gerekirken tarafına nazar dahi edilmeyen bu duyuru mahiyetindeki habere geçmeden önce namluya birkaç kelam yerleştirelim istiyoruz.

Zira çok özel davetlerin mönüsü olan ıstakozun yırtıcı tırnaklarından, dünya toplumlarına Gazzemizi unutturmak adına sahne alan İran tiyatrosu füzelerden daha yok edici ve sarsıcı bir saldırı ve baskı altındayız.

İlgiyle takip ettiğimiz üzere özellikle hükûmetimiz eğitim müfredatı çalışıyor.

Muhtevası üzerine isteriz ki ilgili uzmanlar öncülüğünde bir seferberlik halinde bütün bir kamuoyu tartışmasını yapsın.

Güncel durumda başımızı duvarlara parçalarcasına vurmaya sebep, önümüze düşen bir meseledir bu.

Yalnızca bir asırlık da değil.

Muhtemelen 1600'lere kadar "geri" gidilerek ve elbette ki 1300'leri hedefleyecek şekilde "ileri" gidilerek yapılması gereken büyük bir tartışmadır bu.

Murat edilen de erişilebilecek en yüksek ufka erişmiş müfredatı yakalayabilmek.

Hadsizlik anlamına gelebilecek hüküm cümleleri kurmaktan sakınırız.

Ancak dert ve dava peşinde olduğunu söyleyen büyük kurumsal yapılarımızın, STK'larımızın bu mevzuda bile belirgin bir politika oluşturmak şöyle dursun kamuoyu oluşturma girişiminde dahi bulunmamaları korkunç bir gaflettir kanaatindeyiz.

Eğitim üzerine bir felsefe geliştirmiş, sağlam cümleler kurabilmiş yeterince insanımız olduğu aşikardır.

Fakat şu ana kadar maalesef eğitim, fiziki binalar bağlamında konuşulduğu kadar daha elzem boyutları açısından konuşulamadı!

Ve yine esef vericidir ki eğitim meselesini temel konusu yapmış olması gereken büyük STK'larımızın yüz akı olabilecek bir raporundan dahi haberdar değiliz.

Bu gündem bir yerlerde birileri tarafından ince ayrıntısına kadar konuşuluyor; bizim pehlivanları ise minderde henüz göremiyoruz!

Ve duyuyoruz ki Milli Eğitim Bakanı ve doğal olarak hükûmet geniş kamuoyu desteği oluşmadığı için hedeflediklerini yapabilecek psikolojik ortama dahi sahip değiller.

Bizimkilerin gözlerine parmağımızı sokmak istiyoruz.

Kafalarını duvarlara çarpmak istiyoruz.

Yıllarca davayı hep Allah'ın sorumluluğuna havale ederek firavunun evinde Musa bekleyen gafillerin Musa'nın evinde milyonlarca firavun yetişmekte olduğunu anlayabilmeleri için acaba başımıza taş yağması mı gerek

En az elli sene başörtüsü savunusu derekesinde kalan eğitim anlayışımız; nevzuhur örtülü çocuklarımızdan referansla menzile vardık umuduna ermiş midir

Nedir bizim eğitimden anladığımız, beklediğimiz

Eğite eğite varmaya çalıştığımız yer neresidir

Davosçular kadar olup da komple şekilde pandemi programı gibi bir program uygulamadıkça sosyal hayatın hangi şubesinde başarılı olabilir bir eğitim müfredatı