İstenmeyen bir olgu olarak yaygın zina!

Aziz okuyucu!

Son elli senede Müslüman coğrafyada kardeşlerimizin uğradığı çokça mezalim var. Bunlardan Bosna'da yaşanan duruma ilişkin bir bilgi paylaşmak istiyoruz. Konumuzla ilişkilendireceğiz.

Kafirler tarafından tecavüze uğrayan Boşnak kardeşlerimizden büyük bir kısmının hamile kalıp doğum yapması üzerine doğacak çocukların nesep konusu, çözülmesi gereken büyük bir sorun olarak ortaya çıkıyor.

Bir kafirin birçok başka Müslüman kadına tecavüzünden dünyaya gelen çocuklar var! Bu çocukların kardeş olup olmadıklarının bilinme imkânı bulunmuyor.

Boşnak uleması bu soruna şöyle pratik bir çözüm üretiyor: Tecavüz sonucu ve babası bilinmeden doğan çocukların baba hanesine Abdullah ismi yazılıyor ve baba ismi bu şekilde olan çocukların da sonraki yıllarda evlenmeleri yasaklanıyor.

NESEPSİZLERLE KARIŞMAMAYA DİKKAT ET!

Nesebin karışmaması biz Müslümanlar için en mühim konulardan olmakla birlikte insaniyetini yitirmemiş başka toplumların da temel kabullerinden biridir nesebin şüpheden arındırılması.

Hatırlar mısınız

Yaklaşık on beş yıl kadar önce Sağlık Bakanlığı anne sütü bankası kurmakta ısrar ediyordu ve İslam'ca düşünüldüğünde süt kardeşliğinden dolayı nesebin karışma ihtimali bulunuyordu ve fakat bakan bey bu prensibi göz ardı ediyordu!

Bu konu rahmetli muhterem babam tarafından Sayın Cumhurbaşkanımıza intikal ettirilerek projenin tamamen iptal edilmesi sağlanmıştı.

Buradaki dikkatimizin sebebi sadece ve sadece nesebin meşkuk düşürülmemesi idi.

Şimdi, biz Allah'a liyakatle kulluk derdinde ve gayretinde olan Müslüman insanlarız. Bunun insanlık için kurtuluş olduğunu görüyoruz ve birbirimize de bu yönde irade telkin etmeye çalışıyoruz.

Fakat ortaya çıkan gerçekler, kaybolan bazı hassasiyetlere yeniden sımsıkı dönmemizi gerekli kılıyor.

Şimdi; Metin Akpınar, Sabancı, Uğur Dündar, Emrah vb. isimler önemsiz. Ancak bu insanların yaşama şekillerinin toplumu kökten ifsat edici tarafına dikkat kesilmemiz gerekiyor.

Demek ki bu insanların sadece bizim ailelerimizden uzak tutulması değil mesele. Bu elbette bizim açımızdan zaruret.

Ancak bu namus dışı yaşamların, nesepleri karıştırmasından ötürü muhtemelen herhangi bir incelemeye tabi olmamış aşırı yıkıcı sonuçları var.

Gündüz kuşağı programlarında sıklıkla karşımıza çıkan meseleler de buraya artık odaklanmamız gerektiğini icbar ediyor.

Kimsenin konuşmadığı ve fakat yaygın bilinen bir sır gibi bu mesele.

Düşünün ki bu ahlak dışı davranışları yapanlar yakın arkadaş bile olsalar aynı kadına dadanabiliyorlar!

Ya da bir aşüfte, bir arkadaş grubuna dadanıyor, gerisi pislik!

Ortaya saçılanlar bunlarsa çöpün altında kim bilir daha neler var!

Bu konuda Aile bakanlığı, Diyanet, İçişleri bakanlığı Milli Eğitim vb. otoritelerimizin uzun yılları kapsayacak bir çalışma yapması da gerekir.

NESEBİN KARIŞMASI SORUNU!

Hatırlar mısınız

Yine bu gavurlar gibi yaşayan, bir dönemin meşhuru bir ahlak mugayiri, teknede öz yeğeniyle yakalanmıştı ve ortaya ne pislikler dökülmüştü!