Yalnız adam

Değil, lakin bir şu kadar zamandan beri "modern" olmaya zorlandığı için yalnızlığa yaklaşmıştır.

Daha açık konuşmak gerekirse şunları söylemeliyiz. İçinde yaşadığımız "sistem"; yani siyasî-iktisadî-hukukî ve kültürel sistem Avrupaîdir. Bu, devlet tarafından seçilmiştir. İnsanımız bir şu kadar zamandan beri gelenek ile modernlik arasında sıkışarak "mecburî modernlik" yaşadı.Tuhaf bir toplumsal yapı oluştu. Uzun yıllar modernlik ile muhafazakârlık bir arada yürüdü. Ancak son zamanlarda "modernlik"in öne geçerek kimlik kabulünde baskın olduğu ortaya çıktı. Ankara Sosyal Bilimler Vakfı tarafından yapılan ve yayımlanan bir araştırmanın verileri bu sonucu gösteriyor. (Türkiye'de Kimlikler: Din, Ekonomi ve Siyaset. 2024 Değerler Araştırması. Hazırlayanlar: Beşir Atalay-Ömer Demir-İbrahim Dalmış-A.Ömer Toprak-Cem Eğerci).

İlginç bir tespit de şudur: Kimlik tercihinde "inançlı olmak" kadar hatta ondan fazla "çevreci olmak" benimsenmiş.

Geçtiğimiz senenin son ayında Türk Dil Kurumu (TDK), Ankara Üniversitesi İletişim ve Uygulama Merkezi (İLAUM)'yle yaptığı işbirliğiyle yılın kelimesini seçti. 2024 yılı için oylamaya değer 7 kelimekavram söz konusuydu: "Kalabalık yalnızlık", "merhamet", "yabancılaşma", "algoritma", "yozlaşma", "yapay zekâ", "dijital yorgunluk".

Böylelikle yıllardır İngilizce'nin en önemli kaynağı olan Oxford Sözlüğü'nün yapmış olduğu yılın kelimesi uygulaması Türkçe için TDK tarafından gerçekleşmiş oldu.

Yapılan oylama neticesinde "kalabalık yalnızlık" yılın kavramı seçildi.Yıllar önce "Yalnızlık" başlığı ile bir yazı yayımlamıştım. O yazıdan bir uzun alıntı yapıyorum:

"Etrafta bir "yalnızlık" lafıdır gidiyor. Etmeyin eylemeyin kardeşim. Bizim inancımıza göre "Yalnızlık Allah'a mahsustur", kul kısmı yalnız kalmaz, kalamaz.

Ancak meseleye biraz daha yakından bakarsak yaşadığımız modern hayatın kişiyi yalnızlığa mahkûm ettiğini görebiliriz.

Modern hayatın zihniyeti, geleneği dışlıyor. Cemaati küçümsüyor, horluyor, baskıcı buluyor; kişinin özgürlüğünü kısıtladığını iddia ediyor.

Cemaat bir yana modern hayat aileye de düşmandır. Aileyi bir "evlilik şirketi" olarak tarif eder, aile ilişkilerinin özgürlüğü kısıtladığını öne sürer. Bu böyle olunca pek tabiî olarak akrabalık hapı yutar. Akraba ilişkileri "göstermelik" hâle gelir, kısa merasimlerden oluşur. (Ülkemizde tam modernlik olmadığı için akrabalık ilişkileri orta seviyede; yaşlılıkta yalnızlık 32'dir.)Gençler şöyle demektedir: "Beni rahat bırakın, kendi hayatımı yaşamak istiyorum". İyi, peki, hayatını yaşa. Ama madem yanında kimseyi görmek istemiyorsun o zaman "yalnızım, yalnız" diye salya sümük ağlama. Hayır ağlamıyorum. Benim arkadaşlarım, dostlarım, sevgililerim, seviyeli ilişkilerim var. Ama görüyoruz ki onlar da "üfürükten tayyare".