Ses

Bir deniz ne kadar derin olabilirBir çocuk ne kadar yürüyebilirUfuk bu kadar karanlık,Umut bu kadar uzaktaOlabilir miCepheden bozgun haberleri geliyor; anlaşılan bizimkiler yeniliyor. Bir kara duman her yanı sardı.Ha geldiler, ha gelecekler. Gelsinler ki bu zalim bekleyiş bitsin. Çatlasın mermer ve kulağın zarı. Matkap duvarı delsin.İnsan bir haberin önünden, bir devin nefesinden nereye kaçabilirGeldiler ve saat durdu. Duran bir saatin, kuruyan bir ağacın, çekip giden bir suyun karşısında ne söylenebilir Bunlar olacak. İşkence, kıyım, her tür alçaklık... Kemikten sıyrılan etin, patlayan gözün ve yüzülen derinin acısı. Bunlar olacak bekleyelim. Bekleyelim ki gün ışısın. Aptallar gereğinden fazla güç kullandılar. Bilmediler ki insanoğlu acıya da direnir.