Fırından çıkan sıcak pidelerin buğusu kavrulmuş susam kokusuna karışıyor. Hangi mevsimde olursak olalım, marulun, kıvırcık salatanın bir deste maydanozun yeşilinden fışkıran dirilik ve ferah içimize yayılıyor. Dedeler ceplerinde şeker-lemeler ile torunlarını kucak-lıyorlar. Akşamın pembe-lacivert tülü büyük bir sükûnet ile insanların, bütün dünyanın üzerine iniyor. Melekler saf saf iniyorlar. Cennet kapıları açılıyor. Rahmet, merhamet ve bereket her yandan kuşatıyor bizi. İnsanlar birbirlerine sevgi ile bakıyorlar. Zenginler zenginliklerinden soyunuyor, yoksulların yoksulluğu kayboluyor. Kalbimizin paslı kilidi açılıyor. Bize selam veren bir kişiyi kardeş biliyoruz. Kimse sesini sertleştirmiyor. Yüzlerde nur, gönüllerde karşı konulmaz bir incelik, bir rikkat. Açlık bizi doyuruyor. En çok kıymet verdiğimiz şeyleri başkaları ile paylaşmaktan sonsuz bir haz duyuyoruz. Bize yük olan her unsur, her tasa, her ihtiras tasını-tarağını toplayıp savuşuyor. Kapımız ve soframız açık. Derdimizi ve sevincimizi söylemekten hoşnutuz. Sabır bizi coşturuyor. Kalbin ırmakları dolu-dizgin. Merhamet sağanak gibi boşalıyor. Hizmetten, hürmetten, ibadetten yeryüzünde oluşumuzun derinliklerinden, sebeplerden ve sonuçlardan geçiyoruz. Bir imtihan içinden yüz akıyla çıkıyoruz... İçimizde kurulan kürsü bizi hesaba çekiyor. Ağlıyor ve tövbe ediyoruz. Tövbe suları sonsuz çağlayanların şırıltısını, aydınlığını, engin ufukların parıltısını taşıyıp duruyor işte. Bu taşı bu yoldan niçin kaldırmadım ben, bu çiçeğe bu hafta niçin su vermedim ben, şu çocuğun yanağına bir öpücük niçin kondurmadım ben, komşumun kapısını bir kez olsun çalmadım mı ben, alnımı secdeye bir kez olsun koymadım mı ben Derken ben. Benlikten sıyrılıyor. Benlikten sıyrılırken, çiçek açmış badem dalının, kelebek kanadının, su sesinin ve yıldız parıltısının, dostun ve akrabanın, ayak bastığımız toprağın,
Kırk yıl önce İstanbul-Gezi yazıları: Surda açılan gedik
29-10-2025
17
Hor görme garibi
22-10-2025
56
Kitapların yazdığı
15-10-2025
57
İstanbul neresi İstanbullu kim
08-10-2025
50
Kırk yıl önce İstanbul Gezi yazıları: Can pazarı (2)
01-10-2025
34
Korku zamanı
08-05-2024
217
Arslanın ağzı
26-06-2024
205
İnsanı tanımak
31-01-2024
197
Güvercin avlayan martı
14-02-2024
190
Yalnızlık
20-03-2024
181
