Ne yapabiliriz

Şu kavanoz dipli dünyada ne yapabilirizMeselâ bir gökdelenin sekseninci katında. Sonra ne demektir acaba "gökdelen" Sesten hızlı uçan uçak ne demektir Patladığında insanı, hayvanı, bitkiyi, böceği öldüren; havanın, suyun yapısını bozan, toprağı kullanılmaz kılan, tesiri yüzyıllarca süren bir bomba ne demektir Bomba kelimesi yani: Boooommmmm....Uçsuz bucaksız bir çarşıya düşerse yolumuz ne yapabilirizKiloyla satılan sessiz saatlerin sokağından geçerken, ekranlardaki rakamların labirentinde dolanırken, maskelerle mayoların binbir çeşidine bakarken, lambaların, neonların, havai fişeklerin renk cümbüşüne dalmışken...Görüntüler yorar bizi ve bir objeden ötekine savruluruz. Konfeksiyon mağazaları, kapılardan, vitrinlerden sarkan mankenler, çarpılmış bir gülümseme ile kolumuzdan tutup bizi dükkâna çekmek isteyen satıcılar. Bir kıravat karşısında ne yapabiliriz Dünya bir markanın boynuzları üzerinde sallanıp duruyorken.Belki bir balık çıkar ortaya yutar bizi.Belki bir mağarada uyuyakalırız.Keşke.Hayfa ki, uyandığımızda fabrikaların, atelyelerin mağara ağızlarında bulacağız kendimizi. Robotlaşan insanlar veya insanlaşan robotlar aynı işi görmekte, aynı tekeri çevirmektedir. Hepsinin şapkaları, alamet-i farikaları, üniformaları vardır. Veya hepsi beyaz yakalıdır. Koridorlar ve kapılar birbirini takip eder. Asansörler inip-çıkar. Çantalar açılır-kapanır; dosyalar raftan iner veya bir tuşa basılır. Kapı-komşu ile aramızdaki mesafe azalır; yani Hong Kong ile İstanbul arası üç saate iner. İner de yine de üç saat bize üçyüz saatmiş gibi gelir. Ve bir sürü laboratuvar, ve bir sürü gözlüklü insan bu saati daha, daha, daha kısaltma yolunda yorulur, terler...Yorulup terleyen insanlar sıkılır, bunalır, tatile çıkar. Tatil ile faiz, banka ile kanguru kucak kucağa oturmaktadır. Bütün bunları beş yıldızlı bir otel temizler.Beş yıldızlı bir otelde ne yapabilirizHerhalde yıldızlara bakarız, herhalde "bir yıldız nedir acaba" diye düşünürüz.