"Kültüre ihtiyaç" meselesini geçen haftaki yazımızda irdelemeye çalışmıştık. Bu defa devletin dahlini dile getirerek konuyu işlemeye devam ediyoruz. Efendim enteresandır, devlet müzik alanına çok yatırım yapmış; Cumhuriyet ideolojisi tiyatroyu öne alarak Devlet Tiyatroları'nı kurmuş; bu yolda Anadolu'nun bazı şehirlerinde taş binalar ile tiyatro salonları inşa etmiştir. Buna mukabil sinemaya hemen hiç yatırım yapılmadı. Sinema "halkın ucuz eğlencesi" olarak kendi kendini yapılandırdı (Yeşilçam); Devlet Televizyonu (TRT kurumu) devreye girince gelişimini hızlandırdı. MEB Yayınları ve her şehrimizdeki kitabevleri de önemlidir. Lakin devlet son yıllarda bu işten çekildi, kitabevleri kapandı.Burada devletin (ve özel sektörün) sadece müzik alanına ne kadar yatırım yaptığını, kuruluşların adlarını sayarak verelim. (Bu listeye pek çok ilave yapılabilir) Kültür ve Turizm Bakanlığına bağlı koro ve topluluklar:Devlet Klasik Türk Müziği Korosu Devlet Türk Halk Müziği Korosu İstanbul Tarihi Türk Müziği Topluluğu-Mehter Takımı İstanbul Tarihi Türk Tasavvuf Müziği Topluluğu Devlet Çok Sesli Türk Müziği Korosu Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası Devlet Opera ve Balesi Devlet Türk Müziği Araştırma ve Uygulama Topluluğu. TRT Kurumu bünyesindeki Türk Sanat-Türk Halk-Batı Müziği ve Çocuk koroları. Belediyeler bünyesindeki Türk Sanat-Türk Halk ve Batı Müziği koroları. Musiki vakıf ve dernekler bünyesindeki korolar. Özel kuruluşların kurup himaye ettiği, ekseriyeti Batı müziği icra eden koro, orkestra ve topluluklar. Üniversite koroları. Cumhurbaşkanlığı Muhafız Alayı Bandosu. TSK Mehteran Birliği.Bu kuruluşlara ilaveten MEB ve belediye konservatuvarları ülkemizin müzik alanında faaliyetine katkıda bulunuyor. Müzik için özel olarak bir ilkokul ve bir de ortaokul kuruldu.Bu katkı ilk, orta ve liselerdeki müzik derslerine ne ölçüde yansıyorGönül istiyor ki bir taşra şehrimizde Meslek Lisesi'nde tornacılık okuyan bir öğrenci aynı zamanda keman çalabilsin. Bir kız öğrencimiz aynı zamanda şehrin amatör tiyatrolarında sahneye çıkabilsin. Bu öğrencilerin aileleri hâlâ "Oğlumuz çalgıcı, kızımız artist mi olacak" diye bir endişe taşıyorlarsa, Batılılaşma serüvenimizin iki yüzyıllık uygulaması sonucunda durup düşünmek lazım. Sinema ve tiyatro halkımız için hâlâ mayınlı alan mıdırBütün bu çabalar beyhude midirAnkara'da CSO için o harika binayı boşuna mı yaptıkHalka rağmen bu çizgide direnmek ne kadar mânâlıdır. Talep yok, halk istemiyor dersek, yanlıştan dönersek kültürü "yerli-millî" bir çizgiye çekebilir miyizBu iş o kadar kolay mı Kaç yıl çalışmak, kaç fırın ekmek yemek lazım. Sinema-tiyatro ve müzik alanında yerli-millî bir üretim oldu diyelim (henüz yok ya) halk o zaman salonları dolduracak mı Gerçekten bu tür bir kültüre ihtiyaç var mıAçıkçası sinemaya, tiyatroya, konsere ihtiyaç var mı Günümüzde bunlarla gelen kültür olmasa olmaz mı Tabii buna televizyonu da katmalıyız. O da olmasın. Peki, cep telefonlarını ne yapacağız Bu tarihte bu soruları soruyorum ya, pes doğrusu. Yasak koymakla iş bitmiyor, alternatifi üretmemiz lazım. Öyle bir kalite tutturacaksınız ki
Kırk yıl önce İstanbul-Gezi yazıları: Surda açılan gedik
29-10-2025
18
Hor görme garibi
22-10-2025
56
Kitapların yazdığı
15-10-2025
57
İstanbul neresi İstanbullu kim
08-10-2025
51
Kırk yıl önce İstanbul Gezi yazıları: Can pazarı (2)
01-10-2025
34
Korku zamanı
08-05-2024
217
Arslanın ağzı
26-06-2024
205
İnsanı tanımak
31-01-2024
197
Güvercin avlayan martı
14-02-2024
190
Yalnızlık
20-03-2024
181
