Düşünmenin neresindeyiz

Prof. Dr. Hüsamettin Aslan'ı 3 Ocak 2018 tarihinde kaybetmiştik. O Tunceli Öğretmen Okulu'nda talebe iken, ben aynı ilin lisesinde edebiyat öğretmeni idim. Yıllar sonra İstanbul'da "Erenler Kahvesi"nde (Çorlulu Ali Paşa Medresesi) buluştuk. Güzel günler geçirdik. "Epistemik Cemaat" adlı doktora tezinin yazımına ve Türkçe açısından kontrolüne yardımcı oldum. "Aykırı" ilim adamlarımızdan biri idi. Kendisini rahmetle anıyor, "düşünce" konusundaki düşüncelerinden bir demet sunuyorum:- Düşünme ne demektir Sorunuz ister istemez insanı Heideggerci bir pozisyon almaya çağırıyor: Düşünme hakkında düşünmeye.- Düşünme varlık önünde ve huzurunda ibadettir; düşünme şükür ve duadır. Apaçık olmasına rağmen bu ifadeyi anlamak zordur.- Düşünme dehşet hissiyle başlar. İnsan dehşete düştüğünde Tanrı'yı düşünür, Tanrı hakkında düşünür.- Heidegger'le ilerlemeye çalışalım: "Düşünme, tam da insan düşünmenin önünde en büyük engelin 'akıl' olduğunu keşfettiği yer ve zamanda başlar". Bu, Batı düşünme geleneğinin ana akıntısına, yani rasyonalist geleneğe güçlü bir meydan okumadır. Geleneğe bakılmaksızın, düşünürün gelenekle ilişkisine bakılmaksızın, düşünmenin yerini belirlemek imkânsızdır.- Aslında düşünen "düşünür" değil "dil"dir. Düşünme akla ve biyolojik süreçlere indirgenemez; çünkü dil indirgenemezdir. Dil geleneklerin geleneğidir. Bir düşünme dili olarak kendi geleneğimizle ve Batı geleneğiyle ilişkimizi tespit etmeden düşünmenin neresindeyiz sorusuna cevap veremeyiz.- Modern insan düşünmez. Modern insan düşünmez "bilir". Heidegger malumunuz bunu bilim adamları için söylemiştir: "Bilim düşünmez, bilir." Çünkü bilmek düşünmek değildir. Enformasyon çağındayız, düşünme çağında değil. Çağımıza karakterini armağan eden hâkim çizgi "bilmek", "düşünmek" değil. Bunu anlamak için "Bilgisayar" terimini düşünmek yeterli. Bilgisayar ve kompüter teknolojisi düşünmenin önündeki en büyük engele dönüşmüştür. Bilgisayar teknolojisi Batı rasyonalist geleneğinin zirvesidir. İnsanlık bilgisayar sistemleri çökerse düşünmeye başlayacak.- Modern insan bilgisayara tapar. Bilgisayar modern fetişizmdir. Aydınlanmanın "akıl"ı bilgisayarda tecessüm etmiştir. Modern insan Tanrı'nın, Varlık'ın, Doğa'nın huzurunda değildir; kompüter ve teknolojinin huzurundadır. Teknoloji karşısında huşu ile eğilir ve ona secde eder. Dijital teknoloji insana sağırdır. Orada diyalog ve söyleşi imkânsızdır.- Entelektüel buhranımız bir fikirler okyanusunda kılavuzsuz kalmaktır. Bu buhranı yalnızca Batılı egemen entelektüel ideolojilere sadakatle bağlandığımız zaman aşabiliyoruz. Türkiye'de "düşünür" Batılı egemen entelektüel