İmamoğlu 'Kurultay benim işim değil' deseydi...

Siyasetin denenmiş ve işe yarayan kuralı, değişim vaktini bilmek ve gerektiğinde hamleyi yapmaktır.

Bazen çekilmek, bazen ileri gitmek bazen de siyaseti derinden değiştirebilmenin lüzumunu, görüp hamle yapabilmek. Elbette her durumda cesaret sahibi olabilmek

Değişimin her zaman faydası olmaz veya her değişim durumu kurtarmaya yetmez ama zararı görülmemiştir.

Geçen yılın Mayıs ayında hem Cumhurbaşkanlığı'nı hem de Meclis üstünlüğünü kazanamayan altı parti için değişim ihtiyacı seçim gecesi başlamıştı. Ağır bir yenilginin ardından tabiatı gereği hepsinin bir şekilde değişime cevap vermesi gerekiyordu. Bilhassa iki büyük partinin liderinin -Kılıçdaroğlu ve Akşener- üzerinde haklı ve anlaşılır bir değişim baskısı vardı. İstifaları isteniyordu ama etmediler.

Ancak, CHP içindeki dinamikler bu direnci kırmak için yerin ve zamanında hamle yapmayı bildi. En başta Ekrem İmamoğlu 28 Mayıs'ın hemen ardından "değişim" diyerek siyasetin yerinde ve zamanında tavır koymak kabiliyeti olduğunu gösterdi. Başını kuma gömebilir veya gelişmeleri izleyebilirdi. Bunu yapmadı, sürecin sonu belli değilken açık ve net bir değişim çağrısı yaptı; dengecilik yerine, kurultayda taraf olmakta sakınca görmedi. Aynı anda Özgür Özel de inisiyatif alarak genel başkanlık için kolları sıvadı.

Sonradan görüleceği üzere iyi çalıştılar, hiçbir detayı ıskalamadılar ve CHP'de değişimin ilk adımını gerçekleştirdiler. Doğru zamanda, doğru karar ve doğru hamle

31 Mart sandığı böylelikle, 1428 Mayıs mesajını alan ve gereğini yapan partiyi tarihi bir zaferle ödüllendirdi. Kemal Kılıçdaroğlu elbette saygın, dürüst hatta bugünkü yolu açan bir lider olarak alınacak ama kaybedilen seçimden sonra CHP'nin başında kalsaydı yerel seçim asla böyle neticelenmezdi.

CHP'nin seçim başarısında halkın 14 Mayıs'ta verdiği mesajı kavramanın ve yerine getirmenin payı büyüktür. Bu pay, emekli maaşından ve ekonomik krizden daha büyüktür. Zira, o mesajın gereği yapılmasa hiçbir kriz AK Parti'yi birincilikten düşüremez, yerine CHP'yi çıkaramazdı.

İmamoğlu bunun gayet tabii farkında. Seçim sonuçlarını değerlendirirken şu cümleleri dile getiriyor: "Çok hatalar vardı. Bugün çok az hata var. Bir elin parmaklarını geçmeyecek derecede az hatayla süreç yönetildi. Değişmeyen her parti bu seçimde eridi, kaybetti. Değişen parti de ciddi bir başarı elde etti."

Öyle oldu. Altı partiden ayakta kalan ve büyüyen sadece CHP olabildi. Mesela, bir aralar çok iyi rakamlara ulaşan İyi Parti olamadı. Oyları eridi ve art arda iki seçimden yenilgiyle çıktı.