Yalanlanamadan, sessizce akıp giden tatsız haberler

Kendi kendimize anlatıp övündüğümüz hikayeler her zaman küçük bir engele takılıyor. "Büyük" ya da "güçlü" diye başlayan ve son derece iddialı, edebi cümlelere dönüşen şişinmeleri sigaya çeken bir Molla Kasım hep çıkıyor. Türkiye'nin gerçeklerini kabul edip üstesinden gelmek için çaba göstermek yerine hamasete savrulmanın ömrü kısa oluyor.

Mesela, ne kadar büyük ve güçlü bir ekonomi olduğumuzu iddia etsek de en nihayet dünya ticaretindeki payımızın 1980'de yüzde 0,86 olduğu, aradan kırkbeş sene geçtikten sonra bugün de yüzde 0,85'de olduğu gerçeği orada duruyor. Geldiğimiz değil, durduğumuz nokta budur. Dünya büyüdükçe büyümüş ama bizim payımız değişmemiş. Milli gelir de öyle, tabiatıyla kişi başına düşen gelir de. Ayrıca, son 10 yılda önlerinde olduğumuz birçok ülkenin gerisine düşmüşüz.

İyi bir ekonomi olmakla nasıl övünebiliriz ki En nihayet, eğer düşürebilirsek sevineceğimiz enflasyon hedefi hala yüzde 30'dur. Yüzde 30 Yani, bütün Avrupa ülkelerinin yıllık enflasyonunun toplamına tek başımıza ulaşmayı hedefliyoruz. Ekonomiyi yeniden şaha kaldıracak hedefimiz budur.

Hukukta, ifade hürriyetinde, şeffaflıkta dünyanın en kötüleri arasındaki yerimiz de gittikçe güçleniyor. Hepsinde en son gruptayız, o grupta da daha kötüsü olmak için elden geleni yapıyoruz.

Uluslararası kuruluşlar bu istatistikleri açıklar ve olur olmaz herşeyi yalanlayan bakanlıklar ya da resmi kurumların birisi çıkıp "Bu rakamlar yanlıştır, bu sıralama haksızlıktır. Doğrusu şudur, budur" demez, diyemez. O da ayrı mesele

Tıpkı, geçen hafta sessiz sedasız yazılıp ortalıktan çekilen şu habere bir şey diyemedikleri gibi

"Avrupa İstatistik Ofisi'nin (Eurostat) 2024 gelir ve yaşam koşulları istatistiklerine göre Türkiye, yüzde 22,6'lık oranla Avrupa'da yoksulluk riski en yüksek ülke konumuna yükseldi. Eurostat'ın listesinde Türkiye'yi yüzde 21,7 ile Bulgaristan ve yüzde 21,6 ile Letonya izledi. Türkiye'de toplam 18 milyon 675 bin kişi yoksulluk riski altında bulunuyor. AB genelinde yoksulluk riski altındaki nüfus oranı yüzde 16,2 seviyesinde sabit kalırken, Euro Bölgesi'nde bu oran yüzde 16,6 olarak ölçüldü. Ayrıca, 15-24 yaş arası genç nüfus içinde yoksulluk riski oranı Türkiye'de yüzde 21,2 olarak kaydedildi. Türkiye'de yoksulluk riski altında yaşayan gençlerin sayısı 2 milyon 870 bine ulaştı. Gençler, ülkedeki toplam yoksul nüfusun yüzde 15,4'ünü oluşturuyor."