Uluslararası sahneler, hele de ABD Başkanı ile birlikte paylaşılanları her zaman önemlidir. Sonuçlarından bağımsız olarak sadece fotoğraflar bile kıymet arz eder, üzerine olur olmaz hikayeler yazılabilir. Nitekim, bizim liderlerin ABD Başkanlarıyla bugüne kadar yaptığı görüşmelerin içerikleri unutuldu gitti ama fotoğraflar üzerinden bitmek tükenmek bilmeyen analizler ve komplo teorileri hala devam ediyor. Genelde bu tür analizlerin çok azı isabetlidir; onu da söyleyelim.
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın önceki gün Beyaz Saray'da ABD Başkanı Trump'la yaptığı görüşme, tıpkı önceki görüşmeler gibi çok ses getirdi ve sansasyonu da bir hayli yüksek oldu. Bol konuşma, bol resim, bol anlaşma ve bol hedef…
Erdoğan da Trump da mutlu görünüyor; hatta bütün ekip. Bu kadar insan mutlu ve iyimser olduğuna göre ziyaret başarılı geçmiş olmalı. Her iki tarafın da aynı oranda mutlu olduğu uluslararası ziyaret pek az olur! Bu yönüyle, 25 Eylül görüşmesi istisna bile sayılabilir.
Peki, görüşme öncesi ve sonrası yapılanlar tablosunu görelim, ziyaret hangi taraf için ne kadar başarılı geçmiş, görelim. Ziyaret günlerine eşlik eden, "meşruiyeti veririz, istediğimizi alırız" gibi ileri geri lafları da hesaba katmadan duruma bir bakalım.
Erdoğan henüz gitmeden ABD'ye bazı vergi istisnaları sağlandı. Buna da "görüşme öncesi jest" denildi. Tamam.
Görüşme sonrasında da ABD'den, hemen önümüzdeki yıl başlamak üzere, yirmi yıllık 70 milyar metreküp LNG/doğalgaz alım anlaşması imzalandı. Enerji Bakanımız bunun Türkiye ile ABD arasında hedeflenen 100 milyar Dolar'lık ticaret hacmine ulaşmakta önemli bir adım olduğunu da söyledi. Böylelikle önemli olanın hedefi tutturmak olduğunu; hedefin tutması içini az satmanın/çok almanın pek kıymeti olmadığını anladık. Tamam.
Üstüne bir de ABD'nin ülkemizde sivil nükleer enerji santrali yapımı anlaşması imzalandı. Tamam.
Ardından da Türk Hava Yolları'nın -İsrail'e verdiği destek nedeniyle dünyanın en çok nefret edilen şirketlerinden birisi haline gelen- Boeing firmasından 225 yolcu uçağı alacağı açıklandı. Anlaşma Kamuoyu Aydınlatma Platformu (KAP)'a da bildirildi. Bu da tamam.
Bizim iş adamları heyeti de gezideydi ama anlaşılan Türkiye'nin ABD'ye satacağı bir ürün bulunamadı. Bir anlaşma duymadık. Elbette bu tür ziyaretlerde sadece alıverişe bakılmaz ama bakacağımız başka konular vardı, unutmayalım.
Mesela;