Popülizm, iktidara kendi reformunu reforme ettirir
Emeklilikte Yaşa takılanlar (EYT) kitlesini -bir gecede 2,5 milyon ve artarak 4,5 milyon kişi- emekli ederek tarihte eşi benzeri görülmemiş bir sosyal güvenlik faciasına sebebiyet veren iktidar, 31 Mart seçimlerinde EYT'liler dahil cümle emeklilerden umduğu desteği bulamayınca suratını astı. Hazine Bakanı dahil bütün Ak Parti sözcüleri EYT için muhalefeti, medyayı ve bizatihi emeklileri suçlamaya başladı. 1428 Mayıs seçimini kazanabilmek için seçmene verilen bu büyük rüşveti artık sahiplenen kalmadı. Birkaç gün veya birkaç hafta farkla EYT gemisine binemeyip yine de "Madem herkese bol keseden maaş veriliyor, bize de düşer" diye heveslenenlerin taleplerine ise dönüp bakan kalmadı. O kadar ki Mayıs ayına kadar makbul olan emekli veya emekli adayları, an itibariyle ihanetle bütün kötülüklerin kaynağı oldu çıktı. Aslında herşeyi dosdoğru yapan hükümeti yanıltarak ekonomiyi krize soktukları için!
Bir seçim uğruna yapılan halk dalkavukluğu, enflasyonun da eşlik etmesiyle şimdi içinden çıkılmaz hal aldı. Malum, EYT'liye verince eski emeklilere de ilave yapmak lazım geldi; en alt gruptakilerin maaşını artırınca bir üsttekilerin sesi yükselmeye başladı.
Trajik mi trajik. Ama şimdi komedisi de başlıyor. Çünkü, Ak Parti 2008 yılında yaptığı emeklilik reformunu kendi popülizmiyle yıllar içinde delik deşik ettikten sonra bir kez daha reforme etmeye karar vermiş bulunuyor. Arada geçen 16 senenin, yaşanan haksızlıkların, işgücü pazarının alt üst oluşunun ve önümüzdeki on yıllara yansıyacak trilyonlarca liralık maliyetin lafı da olmayacak. Olsa ne fayda!
Reform reforme edilecek
Bu müjdeyi veren Ak Parti'nin iki grup başkanından birisi olan Abdullah Güler emeklilik sistemindeki faciayı o kadar açık ve basit cümlelerle ifade ediyor ki, insan 20 yıldır iktidarda hangi partinin olduğunu unutuyor. Güler, hedefleri de açıklıyor: Emeklilik yaşı erkeklerde 67, kadınlarda 65 olacak. (Mevcut kanuna göre, ancak 2047 yılında işe başlayanlar bu yaşlarda emekli olacak) Kamu çalışanlarına performans kriteri getirilecek. Hatta emekli aylıklarında primgün adaleti sağlanacak, aylık bağlama oranları da yeniden düzenlenecek. Ve hatta el değmişken sağlık sistemine de neşter vurulacak.
Çok iyi.
Gelelim asıl soruya. Mevcut yasada, yani eski reformda zaten bütün bu hedefler varken, neden yeniden reform yapılacak
Cevabı yine Güler'den:
1-) Şu anda 16 milyon 180 bin emekliye karşılık, SGK'ya kayıtlı 27 milyon 500 bin prim ödeyen vatanda bulunuyor; oran 1.7'ye tekabül ediyor. Yani 1.7 çalışan, 1 emekliye bakıyor. Bu rakam gelişmiş Avrupa ülkelerinde 3'e 1; hatta bazı ülkelerde 4'e 1. Yani 4 çalışan bir emekliye bakıyor. Bu durum sosyal güvenlik açısından sürdürülebilir değil.