'Konuşma, tartışma, söyleme atmosferi'nin kurbanı bir ülke

Son yıllarda ülkeye hakim olan bir konuşturmama, tartıştırmama ve meselelerin arka planına nüfuz ettirmeme atmosferi var. Demokrasi başlığı altındaki bütün üniteler; hukuk, medya, akademi, dış politika bu atmosferin en yoğun olduğu alanlardır. Ekonomi de yakın zamana kadar öyleydi ve şimdi mecburiyetten de olsa farklı sesler en azından tehdit görmeden dile getirilebiliyor. İktidarın politikası değiştiği için Ama, demokratik ortamın iyileştirilmesi namına kelam etmek hala büyük problem. Hala, ifade hürriyeti, hukuk ve yargı sistemine dair eleştiride bulunmak sonu belirsiz bir faaliyet ve hatta dış politikada iktidar çizgisi dışında bir yol izlemek "dış güçlerin uzantısı" olmakla yaftalamayı göze almak anlamına geliyor.

Bu ağır atmosferin perdelediği alanda yüzünden yozlaşma, çürüme ve son günlerde yüzeye asayiş problemi olarak vuran toplumsal çözülme yaşandı.

Hangi alanlarda neler kaybettiğimizin hasar tespitini ise yine o atmosfer yüzünden yapabilecek durumda değiliz. Çünkü doğru olanı söylemek değer ifade etmiyor, söyleyene haklılık hiç sağlamıyor.

Mesela, dış politikada yıllar içinde yapılan ve şimdi birer birer geri dönülen hataları zamanında ikaz etmiş olmanın ise bir kıymeti yok. O yanlışların Türkiye'yi yalnızlaştırdığı, itibarsızlaştırdığı ve fakirleştirdiği gerçeğini en başından söylemiş olmak da "öngörü" sayılmıyor. Çünkü, neyin doğru olduğunun tek ölçüsü var. İktidarın dediği Dün dediğinin bugün tam zıddını yapıyor olmak da çelişki değil, "politika" olarak kabul ediliyor. Oysa politika bile bu kadar değersiz bir iş değil

Neyin doğru neyin yanlış ve neyin ne zaman doğru ne zaman yanlış olduğuna iktidarın karar vermesi ülke adına bir trajedidir. Ne iktidar ne de devlet fikirde norm belirleyebilir. Türkiye'nin bu garip ve sıkıntılı halden çıkması şarttır. Kaldı ki ortamı konuşulamaz halde tutmak artık iktidar için de taşınamaz noktaya gelmiştir. Meclis Başkanı'nın anayasanın üçüncü maddesinde tashih önerisi karşısında gördüğü muamele bunun bir göstergesidir. Söylediği yanlış veya doğru ama en azından tartışılmayı hak ediyor. Ama bizzat iktidarın hakim kıldığı karanlık atmosfer buna izin vermedi. Meclis Başkanı bile en basit demokratik haktan istifade edemedi. İktidarın kendisi için hazır tuttuğu imtiyazdan muhalefet de istifade etmeye kalkınca en temel konuda dahi fikreylemek imkansız hale geldi.