CHP, kaybettiği psikolojik üstünlüğü nasıl geri alabilir
Yerel seçimden birinci çıkan ve bu birinciliği sonraki seçim için güçlü bir referans görüntüsü de veren muhalefetin şu sıralarda avantaj kaybetmeye başlaması dikkat çekicidir. Anketlere ve havaya bakınca görünün budur. Böylelikle, siyasetin fırsat ve risklerle dolu olduğuna, zamanın nelere göstereceğinin bilinmezliğine dair bariz bir tecrübe yaşıyoruz. Psikolojik üstünlük muhalefetteydi ve ağır ekonomik şartlar devam ederken bunun kaybedilmeyeceği varsayılıyordu.
Ama öyle olmadı
Son anketler böyle olmadığını ve Ak Parti'nin kaybettiği ilk sırayı -an azından bazı araştırmalara göre- geri aldığını gösteriyor. Muhalefetin, olduğu yerde oy kaybetmesi ve gerilemesi ise sık rastlanmayan bir durum Dahası, iktidarın konser masrafları başlığı altında, esasen iktidarın hiç açamayacağı bir konudan CHP'ye yüklenerek netice alması da sık rastlanamayacak bir siyaset biçimi. Ama Cumhurbaşkanı Erdoğan, iktidarının ve kendi belediyelerinin şatafat, harcama ve lüks tablosu CHP'ye göre kat be kat daha yüksekken, görüntüyü değiştirmeye cesaret etti ve muvaffak oldu. Aslında, fahiş harcamaya karşı bir hamle yapmış da olmadı. Aksine seçmene, "Eğer muhalefetin daha tutumlu ve kamu kaynaklarına daha çok sahip çıktığını düşünüyorsanız, bakın öyle değil. Onlar da bizim gibi. Dolayısıyla bu yüzden onları tercih etmenize, bizimle değiştirmenize gerek yok" mesajını verdi. Yani, Ak Parti harcamayı, gösteriyi, masrafı seven bir parti olarak daha tutumlu olmayı vaadetmedi. Kestirme yolu seçti ve CHP'nin avantajlı olabileceği bir kozu onların elinden almayı denedi. Anketlerin gösterdiğine bakarsak sonuç da aldı. "Onlar da aslında bizim gibi", mesajı işe yaradı.
CHP'nin bu bahiste savunmada kalması ve savunmayı da iyi yapamaması, erken ya da çok erken bir seçimde yaşanacak iktidar mücadelesi için kötü bir prova olarak kaydedilmelidir.
Muhalefete siyasal ve psikolojik üstünlüğü kaybettiren asıl önemli dosya ise Suriye'dir. Suriye'de rejimin değişmesi ve iktidar bu değişikliğin destekçisi, hatta aktif tarafı olurken CHP'nin kararsız tutumu avantaj kaybında önemli bir merhale oldu. Buna yol açan, sanılanın aksine CHP Lideri Özel'in son ana kadar Esad'la görüşme önerisi olmadı. Kaybettiren şey, Ak Parti ve Erdoğan sürecin içinde ve kazanan tarafta kalırken, CHP'nin yeni Suriye için bir politika geliştirememesi; yeni döneme adapte olamaması ve eski ezberleri tekrarlamaya devam etmesidir.
Oysa, Suriye'de rejim değişti ve yeni başkan Trump'ın gelişiyle neredeyse ABD'de de bir rejim değişikliği yaşanıyor. Rusya ve İran denklemden çıkıyor, Çin ve hatta Avrupa gümrük duvarlarıyla tehdit ediliyor Böyle muazzam bir değişim potansiyeline karşı politika lazım, söz lazım, ufuk lazım, vizyon lazım. En çok da iktidara talip olan partiye lazım. Erdoğan da yeni döneme çok hazır değil ama CHP hiç değil. Erdoğan'ın eksiklikleri onun için sorun olmaz ama eksik bir muhalefet Erdoğan'a alternatif olmak iddiasını sandığa taşıyamaz.