İçeride demokrasiden uzak, hukukun geçersiz hale geldiği, dışarıda ise fazla esrarengiz ve sisli bir atmosferin içinde bulunuyoruz. Her iki kanatta da ortak karakter belirsizlik.
Siyasette, CHP'nin öncülük ettiği muhalefete yönelik baskı ve operasyonların ürettiği hal belirsiz. Çünkü tam anlamıyla iktidar da rakibini ne olursa olsun geriletmek dışında bilinçli bir stratejiye sahip değil. Önce siyasi rakibi Ekrem İmamoğlu ve arkadaşlarını hapse atarak başladı. Oyları toparlamak için bu yeterli olmayınca ve aksine sonuç vermeye başlayınca cepheyi genişleterek bütün CHP'yi hedef tahtasına koydu. Dün olağanüstü toplanan ve Özgür Özel'in yeniden genel başkan seçildiği kurultay da bu yeni saldırı dalgasının sonucu. Böylelikle, CHP iyi direndiği için iktidarın daha da sert olmak dışında bir seçeneği kalmadı! Daha da sert olma imkanı ve yetkisi var ama sonuç alacak mı belli değil.
Dolayısıyla, iktidarın iktidara kilitlenmek için sınırsız güç kullanacağı tahmini dışında siyasette her şey belirsiz.
Dışarıda ise uzun bir aradan sonra Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın pahalı bir fatura şartına rağmen ABD Başkanı Trump'la oturma arzusu da aslında bir başka belirsizlik. Trump'ın yaptığı açıklamadan anlıyoruz ki ABD, Türkiye'yi Körfez ülkeleri sırasına ekleyen ve alışveriş (Boeing siparişi vs.) şartına bağlı bir dostluk kategorisine koyuyor: "Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ı 25 Eylül'de Beyaz Saray'da ağırlamaktan mutluluk duyuyorum. Başkanla, Boeing uçaklarının büyük ölçekli alımı, büyük bir F-16 anlaşması ve olumlu sonuçlanmasını beklediğimiz F-35 görüşmelerinin devamı da dahil olmak üzere birçok ticari ve askeri anlaşma üzerinde çalışıyoruz. Cumhurbaşkanı Erdoğan ile her zaman çok iyi bir ilişkimiz oldu. Onu 25'inde görmeyi dört gözle bekliyorum!"
Bu mu Türkiye'nin büyük stratejik ve diplomatik önemi Bundan mı ibaret 'Uluslararası ve bölgesel sorunlar ele alınacak' gibi sıradan nezaket cümleleri bile yok mu
Elbette bir Türkiye Cumhurbaşkanı'nın bir ABD Başkanı ile her vesileyle görüşmesi son derece normal ama mevcut şartlarda, içinde sadece alışveriş olan bir gündemle planlanan randevu iyi görünmüyor.
Şu sıralar Trump, Türkiye ve İslam dünyası halklarının gözünde en büyük nefret objesi. İslam dünyası topraklarını bombalayan İsrail'in ortağı, destekçisi ve hatta askeri iş birlikçisi… Gazze, İran, Lübnan, Yemen bombalandı, bombalanıyor. Gazze'de her gün onlarca sivil, kadın, çocuk öldürülüyor. İnsanlar açlıktan ölüyor ve Trump bütün olanların baş sorumlusu. Ayrıca Gazze'nin turizm bölgesi olmasını hedefleyen utanç verici bir girişim içinde bulunuyor.