Seçim
Türkiye'nin o kadar çok problemi var ki, öncelik hangisinde karar veremiyorum. Vatandaşın algısı kendisine çekilen manipülasyonlar yüzünden dumura uğratılmış vaziyette ve duygu durumu da olağanüstü derecede bozuk, kendi önceliklerini tespit edemez hale geldi. Endişe verici bu durumun sebebi ise açık: Cumhur İttifakı'nın iktidarda kalma ısrarı ile devletin bütün kurum ve kuruluşlarının görev tanımlarının dışına çıkartılarak bu amaca göre çalıştırılması
Zaten iyi olmayan verilerimiz 2017'den beridir daha kötüye gidiyor. İzlenen samimiyet ve tutarlılık yoksunu politikalar nedeniyle, gidişatı düzeltmek için alınan hiçbir önlem başarılı olamıyor. Benzer durumda doktorlar tedavi edemedikleri hastalara acıyı ve rahatsızlığı azaltmak amacıyla palyatif bakım sunarlar. Mevcut iktidar palyatif çözüm için korkutmayı ve uyuşturmayı tercih etmiş gözüküyor. Algılarını alt üst ettiği vatandaşı "iç cephe" söylemiyle beka, savaş ve iç savaşı işaret ederek tahkim etmek istiyor. Çünkü biliyorlar ki, insanlar bilgilerinin olmadığı konularda duygularıyla hareket ederler. Onun için medyayı kontrol etmeye çok önem veriyorlar. 14 Mayıs 2023 seçimlerinde Cumhurbaşkanı'nın TRT ortak yayınında, "Kılıçdaroğlu'nun Kandil'dekilerle video çekimleri var. Ama montaj ama şu ama bu" demesi, manipülasyonu çok farklı bir yere taşıdı. Akıl dışı görülüyor ama artık montajlanabilir konuşmalar yapmak bir suç ve bu suçtan tutuklananlar oluyor.
Barınma, beslenme, güvenlik gibi temel ihtiyaçlarını karşılayabilmekten aciz bırakılmış bir vatandaştan uslu ve sessiz olursa belirsiz bir zamanda tüm dertlerinden kurtulacağına inanmasını istiyorlar. Vatandaştan Hindiuzmin kast sistemi gibi bir inanç geliştirmesi bekleniyor (Aslında gerek yok ama ben hala devlet ve hükümetin ayrı olduğunu düşünüyorum ve bunu belirtmekte fayda görüyorum.)
Hükümetler iktidarlarının devamı için ne yapmaları gerekiyorsa yapmak eğilimindedirler. Bütün güçleriyle iktidarlarını savunurlar, yüksek erdemlilikle ben beceremiyorum gel sen yap demeleri beklenmez.
Bir an için gözlerinizi kapatın Cumhur İttifakı'nın daha doğrusu partilerin kurullarının artık bir öneminin kalmadığı bu yeni dönemde sadece Bahçeli ve Erdoğan'ın arzu ettikleri bir ülke nasıl olur diye düşünün. Ben denedim Türkmenistan ve Kuzey Kore'yi görmeye başlayınca gözümü hemen açtım.
Gerçekten devlet aklına ihtiyacımız var ama bu aklın oluşması için çalışması gereken bütün kurumlar milletin gerçek problemlerine değil iktidarın nasıl uzatılabileceği konusuna odaklanmışlar. Komşumuz Suriye'de rejim çöküyor, bize olası etkilerini azaltmak için Türkiye ve Türklüğün niteliğini değiştirmek öneriliyor. Diğer bir komşumuz İran ile nükleer silahlara sahip İsrail savaşıyor. Bize yansıması iç cepheyi tahkim etmek oluyor. Bütün sorunların çözümü tek bir sebebe bağlanmış, mucizevi bir şekilde İmralı'dan çıkacak bir sihirli el her şeyi çözecek. Bebek katili de işi çözmüş çözümü bu iktidarın devamında gösteriyor. Terörsüz Türkiye söylemiyle iktidar halka terör örgütünün hiçbir koşul olmadan silah bırakıp kendisini feshettiğini söylüyor ama bebek katili ulus devletin sonlandırılıp konfederasyon kurulmasını istiyor ve bu durum haber dahi olmuyor. Bir çatışmanın sonunda bir taraf bütün tezlerinden vazgeçer, diğeri her dediğini kabul ettirirse bu barış değil yenilgidir.