Allah'ın arzında Allah'tan başkasına boyun eğmeyen Müslümanların zalim ve zorbalara, haksız ve hukuksuz hareket edenlere boyun eğer hale getirilmeleri, emperyalistlerin en büyük hedefleridir. Emperyalist devletlerin bütün plan ve projeleri, Müslümanları köleleştirmeye, esir yapmaya matuftur.
Müslümanlar için ileri sürülen 'İslamcı terörist', 'Fundamentalist', 'Radikal İslamcı' gibi ifadeler, tamamen küfür cephesinin yaftalamalarıdır. İslâm, terör ve terörizmden beridir. İslâm hak ve hukuk dinidir. İslâm, insanın insan olması ve insan kalması için gelmiştir. İslâm'a teslim olmuş bir Müslümandan mücahid, mücahide olur ama asla terörist olmaz.
Müslümanları kötülemek, Müslümanları hep kötü göstermek, Müşriklerin vasfıdır. Rabbimiz haber veriyor: "Onlar seni dinlerlerken hangi maksatla dinlediklerini, kendi aralarında konuşurlarken de o zalimlerin, "Siz ancak büyülenmiş bir adama uyuyorsunuz" dediklerini çok iyi biliyoruz. Bak, senin için ne türlü benzetmeler yaptılar da saptılar. Artık (doğru) yolu bulamazlar." (İsra Sûresi 47-48)
Kendi sıfatlarını Müslümanlara vermek, kâfirlerde bir alışkanlıktır. İslâm topraklarında görülmekte olan terörist hareketler, amaç ve araçlarını Batı kültüründen almaktadırlar. Dolayısıyla ivedilikle dünya ve öncelikle İslâm coğrafyası Batı kültüründen, kanunlarından, ideolojilerinden arındırılmalıdır. Hak ve hukuk'a riayet etmeden iş ve işlem yapan, kendilerini asla Allah'ın şeriatı ile mukayyed görmeyen sosyal ve siyasal oluşumların tümü terör örgütleri hükmündedirler.
İslâm'a ve Müslümanlara zarar veren hiçbir terör örgütü Müslümanlara mal edilemez. Son iki yüz yılda dünyada yaşanan tarifsiz acıların failleri tarafından huzur dini İslâm'ın bir tehdit olarak gösterilmeye çalışılmasının insaniyet adına gerçekten utanç verici trajik bir durumdur. Batılın ülkeler tarafından ortaya atılan "İslâmofobi" kavramı, birilerinin zihin kodlarındaki İslâm düşmanlığının bir başka yansımasıdır.
İslâm, kendisinden korkulan değil; bilakis korkuları izale eden bir dindir. Her insanın hayatını, onurunu ve hukukunu teminat altına alan bir hayat nizamıdır. Biraz önce ifade ettiğim ve bizim kitaplarımızda 'Zarurat-ı Hamse' ismiyle kavramsallaştırılmış, inancı ve ırkı ne olursa olsun yeryüzünde yaşayan herkesin canının, aklının, dininin, malının, neslinin muhafaza altında tutulması İslam'ın en önemli ilkelerinden birisidir. Ne var ki öteden beri söz ve eylemleri ile sürekli Müslümanları hedef alanlar, barış dini İslam'ı, terörle birlikte anmak suretiyle, yapay bir korku ve endişe ortamı oluşturmaya çalışmaktadırlar. Emperyalist gayelerle üretilen ırkçı içerikler ve nefret dili, sosyal medyada, televizyon programlarında, yazılı ve görsel basında ve siyasi söylemlerde sorumsuz bir şekilde kullanılmaktadır. Mesele Müslümanları olduklarından başka göstermek
Müslümanlar olarak İslam'ı en güzel şekilde temsil etmek ve yöneltilen ithamları yaşantımızla, ahlakımızla, duruşumuzla tekzip etmek mecburiyetindeyiz. Filistin'den Myanmar'a, Kafkaslardan Balkanlar'a kadar dünyanın pek çok yerinde katliamlar yapan, masumları, kadınları, çocukları acımasızca öldüren gözü dönmüş kişi ve grupların dini kimliğine baksak acaba hangi inancın izlerini görürüz Bunlar hangi dinlerin mensuplarıdır Bizler, bunların inançlarından hareketle genelleme yaparak Judaizmofobi, Hristiyanizmofobi, Budizmofobi, Hinduizmofobi tabirlerini kullansak Yahudilerin, Hristiyanların, Budistlerin, Hinduların ne kadar zorlarına gider değil mi Ne yazık ki İslam'a karşı art niyetli ve ötekileştirici bir yaklaşımla karşı karşıyayız. Zavallı insanlar Kur'ân'la yol bulacakları yerde, onu kendilerine hayat programı yapacakları yerde, onunla şereflerini artıracakları yerde, ondan nasihat alacakları yerde ondan nefret ettiler, ondan kaçtılar, ondan hicret ettiler. Sonunda terörist olup daha idare edilemez oldular. Allah yasalarının üstünde yasa düşünmek, Allah'ın hayat programının üstünde hayat programı düşünmek, terörist olmak için yeterli bir sebeptir!