Kudüs hür değilse dünya tutsaktır

Mescid-i Aksa, Kudüs, insani ve İslami değerlerin hürriyetini ifade eder. Mescid-i Aksa, Kudüs hür değilse, dünyanın tümü tutsak demektir. Hürriyetin katilleri, bütün dünyaya zararlı olanlardır.

Hilafetsiz ve halifesiz kalmış bu asrımızda dünyada Mescid-i Aksa'nın kutsal olduğuna, etrafının Allahû Teâla tarafından mübarek kılındığına iman etmiş Gazze halkının dışında başka kimse görünmüyor. Şayet olsaydı Mescid-i Aksa'nın etrafında necis Siyonist Yahudiler katliamlar işlemez, serbest dolaşamazlardı, Gazzeli mücahidlerin yanında yer alanlar da olurdu. Mesele, bir iman meselesidir.

Allah'ın arzında mü'minlerin, sevgi, merhamet ve yekdiğerini esirgeyip koruma gibi son derece üstün nitelikli işlerde birbirlerine yâr ve yardımcı olmaları, imanlarının bir gereğidir.Numân İbni Beşirradıyallahu anhümâ'dan rivayet edildiğine göre, Rasûlullahsallallahu aleyhi ve sellemşöyle buyurdu:

"Mü'minler birbirlerini sevmekte, birbirlerine acımakta ve birbirlerini korumakta bir vücuda benzerler. Vücudun bir uzvu hasta olduğu zaman, diğer uzuvlar da bu sebeple uykusuzluğa ve ateşli hastalığa tutulurlar." (Buhârî, Edeb 27; Müslim, Birr 66)

Küfür milleti karşısında mü'minler tek bir ümmettirler. Mü'minlerin birbirlerini inkâr ve ihmal etmeleri, kalplerindeki iman ile bağdaşmaz. Mescid-i Aksa'nın esareti karşısında iman, mü'min kalbe der, harekete geç asla kalma böyle derbeder.

Beşeriyetin hürriyeti Mescid-i Aksa'dan, Mescid-i Aksa'nın hürriyeti Kudüs'ün hürriyetinden geçmektedir. Kudüs'ün hürriyeti ise iç sorunlarını aşmış, asıl davaya odaklanmış, Filistinlilerin kurduğu başkenti Kudüs olan hür ve bağımsız bir hilafet devletinden geçmektedir. Şunu bilelim ki; Allah'ın arzında hilafet-i raşide, hürriyetin ve zürriyetin yegâne garantisidir. Onu kaybedenlerin, ona geri dönüş yapmak istemeyenlerin hürriyetleri ve zürriyetleri tehlike ve tehdit altındadır.

Kudüs Davası, tek başına iki devlet arasında yaşanan bir sorun olmanın ötesinde, yürütülen işgal projesi nedeniyle, Yaratıcı'ya ve tüm insanlığa ait olan bir şehre yapılan saygısızlıktır. Amerika-İsrail'in işgali ve istilâsı altındaki Mescid-i Aksa ve mübarek çevresinde Müslüman ailenin bütün ferdleri işkence görmektedirler. Anne ayrı işkence görüyor, baba ayrı işkence görüyor, çocuklar ayrı işkence görmektedirler.

Kudüs'ün hürriyeti, hürriyet ve zürriyeti önemsemeyen vicdanlı her insanın meselesidir. Müslümanların müşterek meselesi olduğundan hiç şüphe yoktur. Biz aynı değerler etrafında toplanmış bir ümmetiz. İnancımızın önderi Peygamber Efendimizin miraca yükseldiği mekândır. Gökte inşa edilip yere indirilen mekân, Kudüs. Dolayısıyla Kudüs, yönümüzü döndüğümüz, fiilen de kıblemiz olmuş bir mekândır. Mescid-i Aksa bu bağlamıyla ümmetin tamamının meselesidir. Esir olan kutsalını esaretten kurtarmanın derdine düşmeyen bir ümmetin esaretinden şüphe edilmez.

Mescid-i Aksa'nın, Kudüs'ün hürriyeti için başlatılan bir hareketi sahiplenmek, esareti kabul etmeyen herkesin görevidir. Özellikle ümmet-i Muhammed'e aidiyet iddiasında bulunanların bu hareketin arkasında durmaları, Müslümanlardan olmalarının bir gereğidir. Siyonist İsrail'e karşı Aksa Tufanı'nı başlatanlar yürüdükçe azalıyorlar, öldükçe çoğalıyorlar. Direndikçe şahlanıyorlar, hapsedildikçe hürriyete kavuşuyorlar. Çünkü bunlar Allah ile ahtleştiler; önümüzde Yahudi, arkamızda sen varsın ey Rabbimiz diye Allah ile güçlenmiş olanlara güç yetirilmez!