Bugün mazlumların kurtuluşu için ne yaptık

Bugün mazlumların kurtuluşu için ne yaptık

MUSTAFA ÇELİK

Hilafetin ilgasından sonra İslâm coğrafyasının sakinleri olarak zalimlere yenik düştük. Zulme ve zalimliğe alıştık, mazlumları unuttuk. Bilerek veya bilmeyerek her gün zalimlerin sayılarını çoğaltıyoruz. Allah'ın arzında bizi bir tek dinimizle idare etmeyen ve etmek için de çalışmayan, dinimizle mukayyed kalmayan kişi ve kimselere itibar ve iltifat ettikçe zalimlerin yolundayız.

Hilafet ilga edilince İslâm ümmeti koruma kalkanını kaybetti. Zorbalara, zalimlere gün doğdu. Şunu bilelim ki; hayatta en büyük mağduriyetler en ağır biçimde ötekileştirilen gruplar içinde yaşanırlar.

Zalimlerin favori taktiği hep bu olmuştur:

Önce düşmanlaştırırlar sonra öcüleştirip ötekileştirirler, sonra da kolayca hukuk dışına atarlar. Filistin'i savunurken katledilen Rachel Corrie şöyle haykırıyordu: "Zulüm bizdense ben bizden değilim!" Bu hepimiz için temel bir ilke olmalıdır. Dinimiz zalim olan kardeşlerimizi himaye etmemizi asla bizden istemez. Rasûlüllah (sav) şöyle buyurdu:

"Din kardeşin zalim de mazlum da olsa ona yardım et."

Bir adam:

- Ya Resûlallah! Kardeşim mazlumsa ona yardım edeyim. Ama zalimse nasıl yardım edeyim dedi. Rasûlüllah (sav):

"Onu zulümden alıkoyar, zulmüne engel olursun. Şüphesiz ki bu ona yardım etmektir" buyurdu. (Buhari, Mezâlim: 4; Tirmizî, Fiten: 68)

Ferd, aile, cemiyet ve devlet seviyesinde insanlar arasında Allah'ın kitabı Kur'ân ile hükmetmeyi terk ettiğimiz günden bu yana hainleri, zalimleri bol bir ülke haline geldik. Rabbimiz uyarıyor:

"(Ey Muhammed!) Biz sana Kitab'ı (Kur'an'ı) hak olarak indirdik ki, insanlar arasında Allah'ın sana öğrettikleri ile hüküm veresin. Sakın hainlerin savunucusu olma." (Nisa Sûresi 105)

Kur'ân bir hükm-ü hükümet kitabıdır. Duvarda asılı kalacak metruk bir kitab değildir. Kur'ân zalimlerin değil, mazlumların kurtuluş rehberidir. İman ehli, Kur'ân ehli, Sünnet ehli, Cemaat ehli, Ümmet ve Hilafet ehli olmayanlar, mazlumları kurtarmak yerine kendilerini topluma pazarlamaya çalışırlar.

Bu gidişata dur demek gerekir. Mazlum, zulme ve haksızlığa uğrayan kimsedir.

Mazluma yardım etmek ve ona yapılan haksızlığı ortadan kaldırmaya çalışmak dînî ve vicdânî bir görevdir.Bütün peygamberler, yeryüzünden zulmü ortadan kaldırmayı hedeflemişlerdir.Bu yüzden de, gönderildikleri toplumlardapeygamberlere ilk karşı çıkanlar, onlara eziyet ve işkence yapanlar o toplumun içindeki zalimler ve baskı grupları olmuştur.Buna karşılık,peygamberlere ilk inanan ve onun yanında yer alanlar ise mazlumlardır.

Gök üstümüze çökse, yer altımızdan kaysa zalimi değil mazlumu tutacağız ve adil şahidler olacağız. Haksızlık kimden gelirse gelsin, kime yönelik olursa olsun, mazlumdan yana, zalime karşı olacağız.

Zalim babamız da olsa, mazlum düşmanımız da olsa. Ve de bir topluluğa olan öfkemiz bizi onlar hakkında adaletsizliğe sevk etmeyecek. Aksi halde ehli Kur'ân olamayız.

"Ey iman edenler! Allah için hakkı titizlikle ayakta tutan, adalet ile şahitlik eden kimseler olun. Bir topluma olan kininiz, sakın ha sizi adaletsizliğe itmesin. Âdil olun. Bu, Allah'a karşı gelmekten sakınmaya daha yakındır. Allah'a karşı gelmekten sakının. Şüphesiz Allah, yaptıklarınızdan hakkıyla haberdardır."