Okula, kışlaya ve ibadethaneye CHP böyle girmişti

Okula, kışlaya ve ibadethaneye CHP böyle girmişti

MUSTAFA ARMAĞAN

CHP Genel Başkanı Özgür Özel kendini kırmızı kart furyasına fena kaptırmış olmalı ki esip gürlemiş. 'CHP iktidarında okula, kışlaya, ibadethaneye asla ve asla siyaset girmedi' buyurmuş.

Tarih bilmesek biz de inanacağız. O kadar kesin konuşuyor ki 'asla ve asla' diye de vurgulamış. (Aslında Türkçede böyle bir tekrar kalıbı mevcut değil. Doğrusu 'asla ve kat'a'dır.)

Uzun söze ne hacet: Özel'in çoğu 'lafı' gibi bu iddiasının altı da boştur. Buradan anlıyoruz ki Özel yakın tarihi ya bilmemekte veya bilerek çarpıtmaktadır ki son tavır hiç de yabancısı değildir başında olduğu partiye.

Aslında söz konusu kendi mazisi oldu mu, CHP'nin enteresan bir tavrı zuhur etmekte. 1925-45 yıllarında sürdürdüğü Tek Parti dönemindeki marifetlerini demokrasi ortamında savunamayacağı için bir zamanlar çatır çatır giriştiği şiddetli icraatını ya tevil yoluna sapmakta veya düpedüz inkâr etmektedir.

Belli ki Özel burada CHP'nin yönettiği dönemde bahsettiği alanlarda siyasete boynuna kadar battığını yekten inkâr edip töhmetten yırtmak istemiştir. Ne çare ki partisinin alnına bir leke olarak yapışmış bulunan Tek Parti dönemi günahlarının temizlenmesi için -Atsız'ın çarpıcı deyişiyle- dünyada bir sabun buhranı çıkarmayı göze almak gerekmektedir.

Sözün özü şudur: CHP Genel Başkanı'nın kendi partisinin geçmişini bilmemesi veya inkâr yoluna sapması bulunduğu makam açısından bir talihsizliktir ama bu, CHP tarihinden aşinası bulunduğumuz bir tilkilik geleneğidir.

Özele CHP'nin tarihini Yılmaz Özdilden değil, başta İsmet İnönü'nün hatıraları olmak üzere kendi kaynaklarından okumasını tavsiye ederim. Partinin ağır toplarından Nihat Erim'in Günlükler'i incelediğinde yakası açılmadık pek çok hakikate vakıf olacağına bahse girebilirim. Mesela asıl NATO'ya girmek için müracaat edenin CHP olduğunu Erim'in kaleminden öğrenebilecektir. Keza 1946 yılında Köy Enstitülerini asıl kapatanın da İnönü CHP'si olduğunu vs.

Özel ve arkadaşlarına Eşref Edip'in Kara Kitap'ını, Osman Yüksel'in Serdengeçti veya Necip Fazıl'ın Büyük Doğu dergilerini okuyun diyecek değiliz. Tenezzül edip okumayacağını adımız gibi biliyoruz. Onun için hiç olmazsa kendi kaynaklarınızı okuyun diyoruz.

Ne yazık ki Özgür Özel kendi kaynaklarından dahi bihaberdir. Hatta bu yönüyle bir zamanlar çokça eleştirdiğimiz Kemal Kılıçdaroğlu'nun dahi gerisinde. Zira çok toy.

Bu arada 1937-38 Dersim katliamları hakkında Türkiye'deki en zengin sözlü tarih bant kaydı arşivinin Kılıçdaroğlu'nda bulunduğunu hatırlatalım. Lakin meselenin içyüzünü iyi bildiği halde başkan olduğu dönemde o tarihte Başbakan olan Recep Tayyip Erdoğan, Dersim'de yaşananlardan özür dilediğinde kulağının üzerine yatmayı tercih etmişti.

Öte yandan CHP'nin okula, kışlaya, ibadethaneye siyaseti sokmadığını savunmak düpedüz gerçeği inkârdır.

Bir kere okullarda CHP ideolojisi mutlak belirleyiciydi (hâlâ büyük ölçüde öyle değil mi). Mesela 19 Mayıs törenlerinde Türk bayrağı yanında CHP bayrakları taşındığına dair onlarca fotoğraf mevcut elimizde.