Mustafa Kemal 'Mustafa Kemal'in askerleriyiz' sözünü nasıl reddetmiş

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, dün 21. İmam Hatipliler Kurultayında yaptığı konuşmaya besbelli ki bilenip gelmişti. Kılıç heveslilerini şoke eden açıklamaları ardı ardına yaptı.

Şok 1:

"Bana 'Ömrün boyunca ortaya koyduğun tek bir eseri söyle' deseler tereddüt etmeden vereceğim cevap: İmam Hatip okullarının önündeki engelleri kaldırmaktır."

Elhamdülillah. Bu ne istikrar.

Yalnız yukarıdaki beyanın benim dünyamda ayrı bir karşılığı mevcut. Onun için hafıza kartlarımı açmama izin verin.

Yıl 1996, aylardan Ekim.

O tarihte İzlenim adıyla çıkan aylık bir derginin yayın yönetmeniyim.

"İnanç ve bilgi çağının genç öncüleri İmam Hatipler" başlığıyla çıkan sayıda o tarihte İstanbul Büyükşehir Belediyesi Başkanı bulunan Recep Tayyip Erdoğan'ın bir yazısı da yer almıştı.

Talebim üzerine kaleme aldığı bu yazıda İBB Başkanı Erdoğan "İmam-Hatiplilerin kalitesinden eminim" diyor ve sözüne şöyle devam ediyordu:

"(İmam-Hatipler kapatılsın sözü) 70 yıldır bu ülkenin bütün maddi ve manevi değerlerini talan edip karşılığında hiçbir değer üretemeyen ve bu yüzden kaçınılmaz olarak tasfiye edileceklerini anlayan dar bakışlı kadroların ve onların medyadaki uzantılarının çığlığıdır. () İmam-Hatipler bu ülkenin çocuklarıdır ve bu ülkenin çıkarları söz konusu ise bunu herkesten önce düşünecek olan çocuklar, yine bu çocuklardır. 70 yıldır içine düştüğümüz hiçbir çöküntünün sorumlusu İmam-Hatipler değildir."

28 yıl arayla iki cümle arasında tek bir santim duruş farkı yok.

Şok 2:

"Teğmenlerin içinde istismarcılar ortaya çıktı, kılıçlar çektiler. Bu kılıçları kime çekiyorsun Birkaç tane kendini bilmez. Bunlar evvelallah süratle temizlenecek.

Mezuniyet töreninin yapıldığı gün patlak veren kılıç çekme ve korsan slogan atma tartışmasına şanına layık çıkışla nokta koyan Cumhurbaşkanı Erdoğan bu kasıtlı eylemle disiplinsizlikten öte bir darbe çağrısının fitilinin tutuşturulduğunun farkındaydı; bu yüzden ilgili kurumların harekete geçtiğini ve inceleme sonunda gereken tasfiyenin kimsenin gözünün yaşına bakılmadan yapılacağını belirtti.

Geçen Çarşamba günü bu köşede yazdığım yazıda şöyle demiştim:

"Şahsî kanaatim, bu sloganın, törende 'Başkomutanınız olarak konuşuyorum' diyenCumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a yönelik bir cevap olduğu yönünde. 'Biz seni değil, Mustafa Kemal'i başkomutan tanıyoruz' demektir bu."

En ufak bir kıpırdanmayı bile ciddiye almak zorundayız dostlar. İtaatsizlik, disiplinsizlik ve kurallar ile emir-komuta zincirinin dışına çıkma yolundaki en ufak bir girişimin en ağır şekilde cezalandırılmasını gerektiren gözbebeğimiz bir kurumdan bahsediyoruz sonuçta.

Yoğurdu üfleyerek yemek boynumuzun borcudur. Bugün kılıç çeken yarın silah da çeker. Yakın tarihimizde görülmemiş şeyler değildir bunlar.

Bu arada korsan yeminden sonra atılan "Mustafa Kemal'in askerleriyiz!" sloganına da dikkat çekmemiz gerekir.

Tam da darbe söylentilerinin gırla gittiği 2006 yılında Turgut Özakman'ın bir konferansındaki cümlesinden çıkmış bu slogan. O "Mustafa Kemal'in askeriyim" demiş, derken Gezi olayları sırasında bildiğimiz şekline bürünmüş. Yani "Mustafa Kemal'in askerleriyiz!".

Çiçeği burnunda teğmenlerimiz 11 yıl önce, Gezi olayları sırasında 10 yaşında ortaokul öğrencileridir. O zaman bu slogan ve törenin mucidi kim sorusu haklılık kazanır ister istemez.

Nasıl bir niyetle törenden sonra vur, vur diye bağırarak 2016'da kaldırılmış olan yasak yemini okutup bu apaçık Gezi sloganını attırdılar mezunlara

Bunları yapılacak olan tahkikatta öğreneceğiz veya ilgili makamlar öğrenecek muhakkak.

Kaldı ki bu korsan slogan kadar bırakın Türk askerine, herhangi bir askere yakışmayacak bir söz zor bulunur.

Vatana, millete, devlete, dine asker olunur ama şahsa askerlik olur mu

Bu ne kadar sakat bir kafadır

Buradaki maksat nedir

Milletler şahısların üstündedir demek dahi fuzulidir. Eşyanın tabiatı gereği böyledir bu.

Milletler şahsa değil, şahıslar vatana, millete ve devlete sadakataskerlik yaptığı için değer kazanır.

28 Şubat döneminde Harbiye Orduevi'nin caddeye bakan köşesinde "Orduya sadakat şerefimizdir!" diye ibretlik bir tabela asılıydı. O zaman