Milli Mücadele'nin ilk ateşini bir Müftü yakmıştı

Milli Mücadele'nin ilk ateşini bir Müftü yakmıştı

MUSTAFA ARMAĞAN

Milli Mücadele tarihimiz bir gün dürüst bir şekilde yazılırsa ilk sayfasına yazılacak isimlerden birisi bir Müftünün adı olacaktır.

Kimdir bu Müftü

Denizli Müftüsü Ahmed Hulusi Efendi.

O saygı duyulan bir din adamı olmanın ötesinde teşkilatçı bir önderdir. Yalnız Denizli'de de değil, Dinar, Nazilli ve Afyonkarahisar'da silahlı direniş teşkilatını kurmak ve yönlendirmek, aynı zamanda iaşesini sağlamak için canla başla çalışmıştı. Denizli Heyet-i Milliyesi'nin yardımıyla Denizli Kuva-yı Milliyesi'ni ("Milli Menderes Müfrezesi") kurmayı başarmıştı 14 Haziran 1919'da.

Bir ay kadar sonra, 12 Temmuz'da Başbakanlığa (Sadarete) çekilen ve düşmana karşı can ve mal, ırz ve namusunun muhafaza ve müdafaa edilmesi için mutlaka harekete geçmek gerektiğini belirten ve düşmana karşı koyduklarını, hükümetin de harekete geçerek düşmana karşı meşru müdafaaya koyulması ve Yunan süngüleri altındaki Müslümanların kurtarılması için çalışması lüzumunu belirten telgrafın altındaki ilk imza da Ahmed Hulusi Efendi'ye aittir.

Nazilli'nin Yunanlardan geri alınması için çalışan Ahmed Hulusi Efendi, Demirci Mehmed Efe'nin Kuva-ı Milliye'ye katılması için gayret gösterdi ve başardı. Arkasından Aydın'ın Yunanlardan geri alınması için uğraştı. Alındı da, ancak henüz tam bir teşkilat kurulamadığı için çarpışa çarpışa çekildiler ve Yunan kuvvetleri Aydın'a yeniden girdi.

Umurlu'da düşmanı durdurmak için 100 kadar gönüllüyü Teğmen Rüştü ve Kadir beyler komutasında cepheye gönderdi ve Demirci Mehmed Efe'nin katılmasıyla Umurlu Yunan kuvvetlerinin durdurulduğu hat oldu.

Ahmed Hulusi Efendi 29 Mayıs 1919'da Denizli Müdafaa-i Hukuk ve Redd-i İlhak Cemiyeti'nin başkanı oldu. Cemiyetin 10 Haziran'da yayınladığı beyannamede şu hususlar vurgulanmıştı:

"Yarın Yunanlıların murdar ayakları altında inleye inleye ölmektense, bugün ya mertçesine ölmeye, yahut şerefle yaşamaya azmeden ve bugünkü çalışmayı din ve namus meselesi bilen kardeşlerimizi son defa olarak mali ve bedenî her fedakârlıkta bulunmalı, zengin ve fakir herkes bu meselede kendisini alakadar addetmeli, seyirci vaziyetinde kalmamalı… Kaybedilecek zaman olmadığını düşünerek hareket etmeliyiz… Allah yardımcımızdır."

Fakat Denizli Müftüsü Ahmed Hulusi Efendi'nin adını tarihe altın harflerle yazdıracak olan hizmeti, unutulmayacak olan muhteşem cihad konuşmasıdır.

İzmir'in 15 Mayıs 1919'da işgalinden sadece 4 saat sonra Denizli Müftüsü sabah namazından sonra Bayram yerinde kürsüye çıkıp hemşehrilerine cihad çağrısı yapmıştı.

Evet, henüz Yunan'ın İzmir'e çıktığı ilk saatlerde bir din adamı halkı galeyana getirecek bir konuşma yapmak suretiyle Milli Mücadele'nin ilk ateşini yakıyordu.

Konuşmanın tam metnini Dr. Recep Çelik'in yazımızda da kendisinden faydalandığımız Milli Mücadele'de Din Adamları adlı kitabından aşağıya naklediyorum (cilt 1, Emre Yay., 1999, s. 135).

"Muhterem Denizlililer! Bugün sabahın erken saatlerinde İzmir, Yunanlılar tarafından işgal edilmiştir. Bu tecavüze karşı hareketsiz kalmak, din ve devlete ihanettir, vatana karşı irtikab edilecek cürümlerin (işlenecek suçların) Allah ve tarih önünde affı imkansız günahtır. Cihad, tam manasıyla teşekkül etmiş dini farize olarak karşımızdadır.