İnönü minimalist, Menderes maksimalistti

"Olaylarla düşünme"ye alışan zihinlerimize, "kavramlarla düşünme" aşısı yapmadıkça, tartışmalarımız Karadenizli balıkçının oğlunun, dalgaları saymasına benzemekten kurtulamayacaktır.

Temel, bir gün yaramazlık eden oğlu Dursun'a, denizin kenarında durup dalgaları 1, 2, 3, 4 diye sayma cezası vermiş ve ağını onarma işine dalmış. Aradan saatler geçip de aklına oğlu gelince, sahile koşmuş. Bakmış ki Dursun saymaya devam ediyor: "251 bin 749, 251 bin 750, 251 bin 751"

Tarihçiliğimiz de zaten "kitaplarda yazmakta olanı tekrarlamak" şeklinde anladığımız "dalga sayma" işleminden kurtarılmalı ve modeller ve kavramlarla düşünme alışkanlığını kazanmalıyız. Rahmetli Mehmet Genç matematikçi olmak için yola çıkmış, ama Ömer Lütfi Barkan'la yolu kesişince tarihçi olmaya karar vermişti ve bu kararı sayesinde Osmanlı ekonomisinin iaşe,gelenekçilikve fiskalizm olmak üzere üç iktisadî zihniyet ilkesine dayalı olduğunu tespit ederek, Osmanlı tarihçilerine kullanışlı bir model sunmuş ve işleri büyük ölçüde kolaylaştırmıştı (matematik formülleri gibi).

Beğenirsiniz, beğenmezsiniz bilmem ama sosyalist Yalçın Küçük'ün yazdıklarını okumak, her zaman sisleri aralayan bir ışık huzmesi gibidir fakir için. Her zaman isabetli değildir kuşkusuz, ama dillendirdiği bakış açısının izlerini takip ettiğinizde, verimli sonuçlarla karşılaşma ihtimaliniz çok yüksektir.

İşte size Fitne adlı kitabından bir tespit (başka kitaplarında da bulmanız mümkün):

"Enver Paşa maksimalist, Mustafa Kemal minimalisttir."

Ne anladınız bilmiyorum bu cümleden ama şerhe değer bir tespit içerdiği kesin.

Önce maksimalizm ve minimalizm terimlerine bakalım.

Sözlüklerden birinde "Maksimalizm azla yetinmeyen, minimalizme ise azla yetinmeyi tercih eden sanat akımıdır" deniliyordu.

Minimalizm "Az çoktur" ilkesine göre hareket eder. Sadelikten yanadır (mesela dekorasyonda). Maksimalizmin ilkesi ise "çok ve büyük olan iyidir" şeklinde özetlenebilir.

Maksimalizm uç fikirler ve abartı derecesinde aşırılık ideallerini denemeye istekli olmaktır velhasıl.

Bu kadarı yeter. Şimdi yukarıdaki cümleye dönüyoruz:

"Enver Paşa maksimalist, Mustafa Kemal minimalisttir."

Yalçın Küçük'e göre Mustafa Kemal sağlamcıdır ve uç fikirlere iltifat etmez. Oysa Enver Paşa büyük düşünür ve küçükle yetinmeyecek kadar mefkûresi geniş bir kişiliktir. Paradoksal olarak ilkinin başarılı, ikincisinin başarısız olması bu farklı yolların sonucudur.

Diğer yandan yakın tarihimizdeki bu maksimalist çizgiyi 1922'de Enver Paşa'nın şehadetiyle bırakmaz, Cumhuriyet devrine getirir yazar. Burada karşımıza çıkan ilk maksimalist, tam bir 'küçük olsun, benim olsuncu' İsmet İnönü'nün rakibi olma talihsizliğine uğramış olan Adnan Menderes'tir. Menderes'i bir diğer maksimalist (kabına sığmayan diye mi çevirsek) Turgut Özal takip eder.