Harf İnkılabı'nın hakiki gayesi neydi
Harf İnkılabı'nın hakiki gayesi neydi
MUSTAFA ARMAĞAN
Harf İnkılabı meselesi bir kuyudur, yalanlar kuyusu Milletimizin hafızasına indirilen bu ağır darbenin muhasebesini henüz hakkıyla yapabilmiş değiliz, lakin kapının arkasında bir yalan dağı çoktan yükselmiş durumda. Bu 90 yıldır biriken tahrifat çöplüğünü kolayca temizlemek de mümkün değil takdir edersiniz ki.
Resmi tarih tarafından bize en sık söylenen yalanlardan biri, Arap harflerini öğrenmenin son derece zor olduğu, bu yüzden "geri kaldığımız". Güya Latin alfabesi okuma yazmada kolaylık sağlaması için alınmış imiş. İnkılabın üzerinden bir veya "en geç" iki yıl geçince bütün Türk toplumu gürül gürül okuma yazma öğrenecekmiş!
Bu topyekûn okur-yazarlığa ulaşılacağı "öngörüsü" tabii ki tutmayacak ve değil bir iki yıl içerisinde, ancak 90 yılda o noktaya ulaşılacak, Türkiye ise 1938 yılını sadece 19,2 okuryazarlık oranıyla kapatacaktı.
Bunları, nasip olur da Harf İnkılabı hakkında bir kitap yazarsam delilleriyle ortaya koyacağım. Ama gelin, bugün farklı bir şey yapalım, Jacques Derrida'nın deyişiyle Türkiye'de 'Harf Darbesi'nin yapıldığı sırada Başvekil olan İnönü'nün altı demecine eğilerek "kolaylık" gerekçesinin aslında bir kurt bahanesi olduğunu, asıl derdin "Arap kültürü" diye aşağılamaya kalktıkları "İslam kültürü" ile bağımızın koparılması, öte yandan Batı medeniyetine geçişin "kolaylaştırılması" ve teşviki olduğunu kendi itiraflarıyla görelim.
İsmet İnönü hatıralarında başlangıçta Harf İnkılabına, Enver Paşa'nın Cihan Harbi sırasında Arap harflerini ayrı ayrı yazdırma (huruf-i munfasıla) teşebbüsünden dönülmesini örnek göstererek direndiğini, Mustafa Kemal 1926 yılında bu fikri kendisine açtığında "Bu kolay bir iş değildir" diye itiraz ettiğini anlatır. Dediğine göre ikazı üzerine inkılap tam iki sene gecikmiş, öte yandan kanun çıktıktan sonra bir daha "eski yazıyı" kullanmamıştır: "Harf inkılabı çıktıktan sonra, şimdiye kadar eski yazıyla yazmış olduğum 20 satırı bulmaz.".
Anlaşıldığı kadarıyla İsmet Paşa'nın itirazı inkılabın kendisine değil, uygulanmasınadır. Zannetmiştir ki, inkılaptan sonra her iki alfabe de kullanılacak, bu da memleketin kültür hayatını kötürüm edecektir. (Sanki etmedi.)
İnönü'nün 50 yıllık uzun siyasî ömrü (1922-72), Harf İnkılabına dair fikirlerini geniş bir zaman skalasında açıklamasına müsaade etmiştir. Bu sayede bu inkılabın altındaki hakiki maksadın bizzat onu icra edenlerden biri tarafından yeterince açıklandığını görme imkânını yakalıyoruz.
Aşağıda İsmet İnönü'nün 1928-68 yıllarına ait kronolojik sırayla verilen altı açıklaması ışığında Harf İnkılabındaki hakiki maksadın deşifresini yapacağız.
Asıl gerekçe kolaylık mı
Önce Harf İnkılabı kanununun çıktığı 1 Kasım 1928 günü TBMM'de yaptığı konuşmada söylediklerini genişçe görelim ki, 40 yıl sonra 5. maddede inkâr ettiği "kolaylaştırma" faktörünü o tarihte ne büyük bir ısrarla vurguladığını hafızamıza nakşedelim. Paşa şöyle demiş 1928 Kasımında:
"Türk alfabesi ile bu milletin okuma yazma mücadelesine girmesi her tarafta büyük bir açılma, büyük bir kolaylık vermiştir. () İkincisi; kolaydır. () Bu kolaylıktan hakkıyla istifade etmek ve bunun neticelerini birkaç sene içinde gözle görülür bir hale getirmek için, Hükümet ciddi mesai sarf edecektir. Hükümet, bütün memlekette millet mektepleri halinde, işinde, tarlasında, fabrikasında çalışan vatandaşların ayaklarının ucuna getirilen kolaylıkla öğretecek muallimlerle, kolay tedarik olunacak vasıtalarla bu yeni alfabeden tamamiyle istifade etmeleri için bütün mesaisini sarf edecektir.
Bu, inkılap yapılırken serd edilen gerekçedir. Bakalım hakiki sebep burada denildiği gibi kolaylık mıymış Nitekim İnönü'nün bundan 25 yıl sonra bu defa muhalefetteyken yaptığı şu açıklama hakiki niyetin ilk izharı olacaktır:
"Yeni harfler Cumhuriyetin garp medeniyeti cemiyetini kabul etmesinin de başlıca dayanağı olmuştur. Yeni harfler Türk milletini bir kültür âleminden başka bir kültür âlemine nakletmiştir. Eski harfler Arap kültür ve medeniyetinin sembolü, ifadesi ve istilâ vasıtası idi. ()
Evet, yeni harflerle kazandığımız en mühim bir netice orta çağdan çıkıp XX. asrın medeni cemiyetine girmemizin en tesirli vasıtasını elde etmiş olmamızdır. Hiç tereddüt etmeden söylemeliyiz: Türk inkılaplarının en ehemmiyetlisi yeni Türk harflerinin kabulüdür."
Demek Orta Çağdan çıkma ve Batı medeniyeti topluluğunu kabul etmenin temel dayanağı imiş yeni harfler. Latin harfleriyle Batı medeniyetine girmenin en etkili aracını elde etmişiz öyle mi Hem de bu, tereddütsüz bir şekilde Türk inkılaplarının (dikkat edin, "Atatürk inkılapları" demiyor) en etkilisi yapıyormuş onu. İyi de bunları 1928 yılında neden söylemediniz diye sormayalım mı şimdi
İnönü'nün 27 Mayıs darbesinin üzerinden henüz altı ay geçmişken bu defa daha net ifadelerle vurguladığı nokta, harf değiştirmenin hakiki maksadının aslında "Milletin penceresini bir başka âleme, medeniyet âlemine açmak" olduğudur. Beraberce okuyalım:
"Latin harfleri bir kültürdür. Milletin penceresini bir başka âleme açmak meselesidir. Bu pencere, açılmıştır