Fatih gemileri karadan yürüttü mü

Fatih gemileri karadan yürüttü mü

MUSTAFA ARMAĞAN

TRT1'de yayınlanan Mehmed: Fetihler Sultanı adlı dizi bütün heyecanıyla sürüyor. Tabiatıyla okurlarım da soruyor: Fatih Sultan Mehmed gemileri gerçekten karadan geçirmedi mi

Bazı iddialar şunlarmış:

1) Gemilerin karadan yürütülmediğini artık neredeyse herkes kabul ediyormuş ve bu bir masalmış.

2) Kaynaklarda gemilerin iki gecede yürütüldüğünden söz ediliyormuş.

3) Gemilerin geçirileceği alan yokuş, tümsek ve çukurlarla dolu ve sık bir ormanlık alanmış. Dolayısıyla sadece ağaçların kesilmesi bir ay alırmış.

4) Eğer gemiler Kasımpaşa'dan indirilmiş olsaymış, Bizanslılar daha yoldayken gemilerin gelişini görürmüş.

5) Bu gemiler Haliç'in ormanlık bölgesinde kalan Okmeydanı'nda yapılmış ve yapımına 7-8 ay öncesinden başlanmıştır. Bu iddiaya dayanak olarak da iki 'kaynak' zikrediliyor: Evliya Çelebi ile Müneccimbaşı.

Sırasıyla cevaplandıralım:

Masal, öyle mi Kuşatmayı yaşamış şahitlerin anlattıkları da mı kâr etmiyor Nicolo Barbaro Bizans'ın içinden anlatıyor yetmiyor, Tursun Beğ dışından anlatıyor olmuyor, ilk tarihçilerimizden Neşrî anlatıyor, kâfi görülmüyor, Âşıkpaşazade yetmiş pare gemi 'kurudan', yani karadan yelken açtı diyor, kaale alınmıyor, Venedikli Zorzi Dolfin de atıyor anlaşılan. Bütün bu fethi ya yaşamış ya da en yakınlarından dinlemiş olanlar birleşmiş ve bir masal uydurmuş. Birbiriyle ilgisiz şahitlerin aynı olay üzerinde ittifak etmiş olmaları gemilerin karadan yürütüldüğüne en büyük kanıttır ve o 'herkes' her kimlerse hiçbir kıymet ifade etmez.

Sonra gemilerin bir veya iki gecede yürütüldüğünü iddia edenler Bizanslılardır, Osmanlılar değil. Bizim kaynaklarda gün verilmez. Peki Bizanslılar neden bir gecede diyor Onlar ilk gemileri ancak sabahleyin görebildi de ondan. Oysa Feridun Emecen'in de belirttiği gibi (İstanbul'un Fethi Olayı ve Meseleleri), hazırlıklar en az iki hafta öncesinden başlamış olmalıdır. Belki de daha önceden, yani Rumeli Hisarı'nın yapımıyla eşzamanlı olarak

Gemiler Haliç sırtlarında yapıldı deniliyor. Halbuki orası hiçbir zaman bir orman arazisi değildi. Belki yer yer ağaçlar vardı Tophane sırtlarında, nitekim Fındıklı isminin buradaki fındık ağaçlarından geldiği söylenir. Yani öyle dev ve sık ağaçlıklar mevcut değildi. Şunu da belirtmek yerinde olur ki, o zamanlar Tophane semtinde bulunan Karabaş deresi yatağının kullanılmış olması da ihtimal dahilindedir. Bu durumda dere yatağı genişletilip düzeltilerek gemilerin geçmesine uygun bir hale getirilmiş olabilir.

Görseler ne yapabileceklerdi Bizanslılar Osmanlı ordugâhı Okmeydanı'ndan Kasımpaşa sahillerine kadar uzanıyordu. Yani Bizans ve Venedik gemileri buralara çıkamıyordu ki! Neden Osmanlı topçuları onları keklik gibi avlardı da ondan. Bu yüzden bugünkü Galata Köprüsü ile Eyüp Köprüsü arasına sıkışıp kalmıştı Bizans donanması. Görseler de ellerinden bir şey gelmezdi yani. Nitekim gelmedi de.