Esed'in dedesi de Suriye'ye ihanet etmişti

Esed'in dedesi de Suriye'ye ihanet etmişti
MUSTAFA ARMAĞAN

Milyonlarca insanını mülteci yaptıktan sonra şimdi kendisi mülteci olan Beşşar Esed'in ailesinin halkına ihaneti yalnız katliamcı babasından değil, dedesinden de geliyordu. Dede Süleyman Esed manda döneminde Fransa devletine mektup yazarak Nusayrilerin dostluğunu bildirmiş, mandayı kaldırmayın demiş ve Filistin topraklarına akın eden Yahudilerin faziletinden dem vurmayı ihmal etmemişti.

Suriye'de kurulan Fransız mandası 30 yıla yakın sürdü. Son Fransız askerinin 1946 yılında ülkeden ayrılmasının ardından başarılı veya başarısız darbeler dönemi başlayacaktı. 23 Şubat 1966'da Baas Partisi'nin askeri kanadından gelen darbe, Hafız Esed'i öne çıkarınca Suriye'yi yaklaşık 53 yıl (1971-2024) yönetecek eli kanlı diktatörlüğün de rotası çizilmiş olacaktı.

Lakin Esed ailesinin hikâyesi biraz eskilere gider.

Osmanlı döneminde Hatay'ın güneyindeki Kardaha'da Süleyman el-Vahhiş adlı bir Nusayri aşiret reisi yaşardı. (Vahhiş'in kelime anlamı 'vahşi hayvan'.) Oğlu Ali Süleyman ise Fransız işgalinin ardından aile adını 'arslan' anlamındaki Esed'e çevirecekti.

Beşşar'ın dedesi Fransa ile Suriye arasında antlaşmanın yapıldığı 1936 yılında Nusayri aşiret liderleriyle Fransız manda yönetimine bir mektup yazmış ve hem 'aman bizi Sünnilerin eline bırakıp gitmeyin' demişti.

Fransa devlet başkanı Leon Blum'a hitaben yazılan mektubun aslı 2012 yılında bulundu. "Biz Suriye'deki Alevi liderler" diye başlayan tarihî mektupta şu noktalar öne çıkar:

"1. Nusayri milleti dinî inanç, örf, adet ve tarihi itibariyle Sünnilerden farklıdır.

2. Nusayriler Müslüman Suriye tarafından ilhakı reddeder. Çünkü İslam, ülkenin resmi dinidir, Nusayrilerse İslamiyet tarafından zındık sayılır. Eğer manda kalkıp da Suriye'ye ilhak olunur ve kanunlar din esasına göre yapılırsa Nusayrileri korkunç bir akibet beklemektedir.

3. Suriye'ye bağımsızlığını bağışlamak ve mandadan vazgeçmek sosyalist ilkeler açısından iyi olabilir ama tam bağımsızlık Kilikya, İskenderun ve Ensariye dağlarında Nusayriler üzerinde birkaç Müslüman ailenin hakimiyetinin kurulması demektir. Fransa Nusayrileri Müslümanların insafına terk etmek ve sefaletin kucağına mı atmak istiyor

4. Fanatizm ve dar bakışın ruhu -ki, kökleri Arap Müslümanlarının gayrimüslimlere karşı tavrında yatar- İslam dinini besleyen ruhtur ve onu değiştirmek mümkün değildir. Eğer manda idaresinden vazgeçilirse Suriye'deki azınlıklar için ölüm ve imha tehlikesi ortaya çıkar. Bugün bile Şamlı Müslümanların, himayeleri altındaki Yahudilerin Filistin'de felaketten mustarip Yahudi kardeşlerine gıda göndermelerini nasıl yasakladıklarını görüyorsunuz. Filistin'deki Yahudilerin durumu Müslüman Arapların gayrimüslimlere nasıl davrandıklarının en somut kanıtıdır. Müslüman Araplara barış ve medeniyet getirmiş olan ve Filistin'e para ve refah dağıtmış olan bu iyi Yahudiler kimseyi rahatsız etmiyor, hiçbir şeylerini gasp etmiyor, Müslümanlarsa onlara karşı cihad bayrağı açıyor