CHP'li bakan İstiklal Savaşı'na gelen yardım parasını borsada batırmıştı
MUSTAFA ARMAĞAN
Dün Ekrem İmamoğlu ve avenesinin gözaltına alınmasıyla dengeler altüst oldu bir kere daha. Kartlar yeniden karılmaya başladı.
Şu kadarını söyleyeyim ki, eskiden beri böyleydi CHP.
CHP tarihinde üstü kapatılmış nice yolsuzluklardan biri vardır ki, İmamoğlu ekibinin yolsuzluk iddialarına tarihten bir ışık düşürecek niteliktedir.
Milli Mücadele yıllarında Rusların bize 1 milyon altın yardım ettiklerini biliyoruz. İkinci partide alınan 500 bin altının 100 bini askerî müşavir olarak Moskova'ya giden Safvet (Arıkan) ve Nuri (Conker) beylere teslim olunarak silah, uçak ve mühimmat satın almak üzere Almanya'ya gönderilmişti.
O Safvet Arıkan ki aşağıda anlatacağımız vatana ihanet derecesindeki vahim skandaldan sonra ödüllendirilir gibi Milli Eğitim ve Milli Savunma bakanlıkları ile CHP Genel Sekreterliği koltuklarına oturtulacaktır.
I. Dünya Savaşında yenilmiş ve Versay Barış görüşmelerinden ağır bir tazminat yüküyle çıkmış olan Almanya'da piyasaların ensesinde enflasyon canavarı vardır, her enflasyonist ekonomide olduğu gibi borsa kârlı bir spekülasyon aracıdır.
Güya Alman Markına çevirdikleri Rus altınlarıyla silah almak için kapı kapı dolaşmakta olan Safvet ve Nuri beyler bu sırada uyanık bir Alman borsacıyla tanışırlar. Borsacı kendilerine, ellerindeki parayı çoğaltmak yerine niye beklettiklerini sorar. Üstelik enflasyon meblağı günden güne eritirken... Sonuçta borsada kazandıkları parayla vatanlarına hizmet etmeyecekler midir
İki ahbap çavuşa gayet mantıklı gelen bu teklifi kabul ederler ve o sırada Milli Mücadele'nin su gibi, ekmek gibi ihtiyaç duyduğu silah parasını olduğu gibi borsaya yatırırlar. Sonuç tam bir fiyaskodur. Paralar Alman borsasında batar. Sözde yanlış kâğıda oynamışlardır(!). Neticede Alman borsacının, borsa nedir bilmeyen gafil(!) subaylarımızı aldattığı anlaşılır ve milletin parasını batırmış olarak ellerini çırparak dönerler Ankara'ya.
Bu yüklü miktardaki paranın göz göre göre çarçur edilmesi tabii ki, Mecliste şiddetli bir tepki uyandırır. Nuri ve Safvet beyler Divan-ı Harbe (Yüce Divana) verilir. Lakin onlara kim dokunabilirdi ki Kollandıkları için sonuç çıkmaz ki, neden çıkmadığını daha önemlidir.
Garibanlar en ufak bir kusurlarında darağacını boylarken yargı iki ahbap çavuşun Almanya'da onca parayı batırmasında nasılsa kasıt unsuru bulamamış, bu vahim skandala bir "kaza" muamelesi yapılmıştır. Cumhuriyet döneminde vekillik, bakanlık ve CHP genel sekreterliği dahil kritik roller oynayacak ikilinin "irtikâb" suçu ört bas edilmiştir.
Kâzım Karabekir Paşa Bir Düello Bir Suikast adlı kitabında 1933 yılında bir gazetede kendisine iftira atan Nuri Conker'in vaktiyle yardım paralarını nasıl yediğini, buna karşılık Mustafa Kemal tarafından nasıl korunduğunu ve şimdi neden tetikçilik yaptığını olanca netliğiyle ortaya koyar.

162