Alparslan Türkeş ve Necip Fazıl 1977 yılında nasıl anlaşmıştı

Alparslan Türkeş ve Necip Fazıl 1977 yılında nasıl anlaşmıştı

Mustafa Armağan

Her ikisi de Hakkın rahmetine kavuşmuş bulunan MHP'nin kurucu lideri Alparslan Türkeş ile Üstad Necip Fazıl Kısakürek'in bundan yaklaşık yarım asır önce aynı mahiyetteki mutabakat metnini iki ayrı beyanname ile kamuoyuna duyurduklarını biliyor muydunuz

İşte ayrıntılar…

Tarih şaşırtır aziz dostlar, daima şaşırtır.

Mesela "Türkçülüğün babası" ilan edilen Diyarbakırlı Ziya Gökalp'in "Kürtçenin Grameri"ni yazması… Her ne kadar kitabın kendisi bugüne kadar bulunamamış ise de Halide Edip Adıvar ve Kürt aydını Musa Anter onun şahitleri. Öte yandan aynı Ziya Gökalp'in Kürt Aşiretleri Hakkında Sosyolojik Tetkikler adında 168 sayfalık bir kitabı da bulunmaktadır (1922 yılında Dr. Rıza Nur'un arzusu üzerine hazırladığı kitap ilk kez 1975'te yayımlanabilmiştir).

Ziya Gökalp öleli 101 yıl oldu ama sırları hâlâ yaşıyor. Mesela Ahmet Emin Yalman Yakın Tarihte Gördüklerim Geçirdiklerim adlı hatıratında fakr u zaruretle geçen son günlerinde yazdığı bir mektubunu yayımlamıştır ki hakikaten hazindir.

Bugünkü imajlar daima yanıltıcıdır vesselam.

Şimdi 1977 yılına gidelim bir kere daha şaşıralım.

Necip Fazıl bugün "Milli Görüş" dediğimiz çizginin fikriyatının kurucusu sayılır. 1940'lardan 70'lere kadar şiir, yazı ve konferanslarıyla bu görüşün temel motifini Anadolu insanının kalbine nakşeden Üstad 1970 yılında kurulan Milli Nizam Partisi'nin ilk ve son kongresindeki nutkuna kesintisiz alkışlarla mukabele gören şu hüküm cümlesiyle başlamıştır:

Milli Nizam, yani ezeli ve ebedî nizam!

Ardından MNP kapatılır ve Milli Selamet Partisi kurulur. Ona da destek olur ama bir yerde Necmettin Erbakan Hoca ile karakter ve davranış farkları ortaya çıkmaya başlar. Biri siyasetçidir, diğeri fikir adamı. Davaları belki ortaktır ama siyaset ve fikrin yolları ayrıdır.

İşte 1977 Genel Seçimleri bu ayrılığın zirveye taşındığı yıl olarak tarihe geçecektir.

O yılları hatırlayanlar bugün 70'ine merdiven dayamış durumda. Daha genç neslin bunları bilme imkânı biz anlatmazsak yok maalesef.

1974 Kıbrıs Barış Harekâtı Kıbrıs'ın kuzeyinin kurtarılmasından ibaret bir askerî operasyondan ibaret olmayıp, Türkiye'nin sosyal ve manevî iklimini baştan ayağa değiştirecek büyük hamle olarak tarihe geçmiştir. Türkiye Cumhuriyeti'nin tarihi bir gün hakkıyla yazılırsa, 1923-74 ve 1974 sonrası diye iki ana bölümde ele alınmalıdır.

Türkiye Cumhuriyeti tarihinin en anti-Kemalist hükümeti olan CHP-MSP koalisyonu ve ardından gelen yıllarda Türkiye iyice sağa kayacak ve sağın içerisinden çıkan oluşumlar yeni Türkiye'yi inşa edecektir; hem de darbelere rağmen.

Elimde 1977 Milliyetçi Hareket Partisi Seçim Beyannamesi var. "Türk Milleti Uyan!" diyor kapağında. Daha ilk sayfasından bir cümle:

"Dün elbirliğiyle cihan medeniyetini kurmuştuk. Elbirliğiyle İstiklal Harbinde emperyalizmi yere sermiş, bağımsızlığımızı kurtarmıştık."

Son sayfasından da bir cümle okuyalım:

"Türklük Gurur ve Şuuru, İslâm Ahlâk ve Faziletine dayalı inancımız ve 9 IŞIK-MİLLİ DOKTRİN halinde sunduğumuz icraat programımız, Türkiye'nin tek kurtuluş yolunu göstermektedir. (…) Türk milleti, Osmanlı-Türk medeniyetinde tarihi zirvesini ortaya koyduğu medeniyet tecrübesiyle çağdaş verileri bütünleştirerek bütün insanlığın aradığı ruh ve sevgi medeniyetinin lideri olacaktır."

80 sayfalık kitapta Kemalizme eleştiriler yöneltilir ve Mustafa Kemal'in adı bir kere olsun geçmez. Bu da ilginç bir not olarak burada dursun.

Zemini döşedik, şimdi Türkeş ve Necip Fazıl'ın beyannamelerini beraberce okuyabiliriz.

Türkeş'in 1977 beyannamesi…

1977 Mayıs'ında yani Haziranda yapılacak seçimlerden bir ay önce Necip Fazıl imzasıyla yayımlanan Rapor 3'ün 77. sayfasından itibaren MSP ve MHP değerlendirmesi yer alır. MSP yönetiminden ümidini kesmiş olan Üstad daha 1960'ların ortalarında o zaman adı CKMP olan MHP'li yetkililerle görüşmüş ve dünyaya İslam projektörüyle bakmayı esas alan bir anlaşma protokolü vermiştir. Dündar Taşer'in buna cevabı şu olmuş:

Eğer biz bu protokolü imza edersek, Partimizi kapatırlar!

MHP'nin bir yayın organında kaleme aldığı yazılar Üstada İslamcı kanattan tepkiler yöneltilmesine yol açınca gayesini şöyle belirler:

"Bütün maskaralık ve sahtekârlıklara karşı şahlanma zemini arayan iki büyük gençlik grubundan ruh pınarı Milli Türk Talebe Birliği topluluğu ile adale şelalesi Ülkücü Gençlik arasında gençliği kurmaya çalıştığım köprü hikmetini de anlayan olmadı."

MSP kitlesiyle değil, lideriyle kavgalıdır Üstad. Partiyi "Büyük Doğu idealinin düşük çocuğu" olarak görmektedir. "Taban münezzeh, fakat zirve müttehim"dir yani suçlu.