Survivor

"Hayatta kalabilmek" anlamına geliyor. Televizyonlarda pek çok çeşidini izledim. Adaya bırakılan çeşitli mesleklerden kadınlı erkekli insanlar yaşam savaşı veriyorlar veya iki kişi ormanda, denizde yiyeceğini bulmaya çalışıyor veya tek başına bir adam ıssız bir ada da ayakta durmaya çalışıyor... Bir de Acun Ilıcalı'nın yaptığı gibi, sportif ve eğlenceli olanları var. Ben izliyorum... Yarışmacılar bazen açlıkla savaşıyor... Ama bence kesinlikle (18 YAŞ) işareti koyulmalı bu yarışmaya. Toplumun en fazla gereksinimi olan, barış, sevgi, dostluk, kavramlarının bu kadar ayaklar altına alınması çok zararlı. Küfürleri bipliyorlar ama kavga çok reyting yapıyor. Bir yarışmacı bulduğu orman alanından kaçıp şehre gidiyor, birinin evine girip konserve, içki ve yemek çalıyor. Ev sahibinin silahı var ama o anda evde değil. Acun araya girip adama gereken jesti yapıyor. Polisi kafaya alıyorlar, iş kapanıyor. Acun bu yarışmacıya on yemek ödülü ceza veriyor. Sonra cezası düşürülüyor. Buraya dek iş böyle. Fakat Acun Ilıcalı bu konuda bir konuşma yapıyor ve: "Bunun bir hırsızlık olmadığını, açlığın insanlara neler yaptıracağını" anlatıp hırsızı aklıyor. Amacını da "kaybetmek istememeye" bağlıyor... Sevgili Acun. Biz bundan şunu mu anlamalıyız: "Aç kalınca çalmak mubahtır... Tamam, sistem böyle bu ülkede. Aç olan değil ama tok olan çok çalıyor. Sen de bu sistemi destekleyen bir olarak bunu savunuyorsun. Ama bu doğru bir şey mi... Kızın biri yeni evli bir oğlana asılıyor. Çocuğun karısı bu konuda tedirgin. Sen bu sahneleri kesmeden gösteriyorsun. Tamam, reyting için iyi, ama o yeni aile için iyi ve doğru mu sence Sen alnının teriyle bu işten para kazandın, kimse bir şey diyemez. Ama bu toplumun sakinliğe ihtiyacı var. Reyting yapıyor diye küfrü (biplesen bile) kavgayı (bir bölümünü kessen bile) hırsızlığı övemezsin. Bu doğru olmaz."

"Cumhuriyet gibi ciddi bir gazetede bu yazıya ne gerek var" diye sorulabilir. İzlerseniz, ne demek istediğimi anlarsınız...

Bird ve Bell

Biri televizyonu bulmuş öteki telefonu. İkisine de yatıp kalkıp dua ediyorum. Çünkü onlar olmasaydı görüntülü konuşma yapamayacaktık kızımla. Elif. O benim kızım. Hollanda'da yaşıyor. Oğlu ve kocasıyla çok mutlu ama ben ona hasretim. Hep böyle geçti ömrümüz. O bana, ben ona hasret. Küçük yaşta annesiyle ayrı düştü yollarımız. Elif annesiyle gitti. Ben onsuz kaldım. Her ne kadar sık sık buluşuyor olsak da olmuyordu işte.

Aynı kentin içinde birbirine hasret yaşayan baba kız. Çok zor günlerdi. İlkokul, ortaokul, lise, üniversite, yüksek lisans derken evlendi ve Londra'ya gitti. Hasretimiz katlandı misli misline. Ve bir gün görüntülü telefonlar çıktı. Görmemişin görüntülüsü olmuş derler ya. Günde en az iki defa Elif'le konuşuyoruz görüşüyoruz. Ben de en az iki defa Bird ve Bell'e teşekkür ediyorum. Elif'i çok özlüyorum. Yaş ilerleyip, zaman azalınca bu iş daha da üzüntü verici oluyor. Salgından önce yılda iki kez geliyordu. Ben de Hollanda'ya iki kez gittim. Ancak uzun uçak yolculukları bel fıtığıma iyi gelmiyor.

Kızım Mimar Sinan Üniversitesi Opera Şan Bölümü'nü birincilikle bitirdi. Ön lisansta iki bölümden mezun oldu. Müzikal oyunculuğu ve ritmik. Sonra UCLA'da müzikaller tarihi okudu. Oradan Londra'ya geçti ve yüksek lisansta "drama terapi bölümü"nü bitirdi. Tam beş diploması var ve Lahey'de (Den Haag, Hollanda'nın başkenti) bir kadınlar korosunu yönetiyor. Torun, denizaltı kum tarama ve kaptanlık okuyor. Deniz (kocası) en önemli iki üniversiteden diplomalı. Avrupa Bankası ombudsmanı. Kendi evlerinde huzurlu ve rahat bir hayatları var. İlk kez sizlerle paylaşıyorum bunu. İlgi duymayanlar yan bölüme geçebilirler.

Atatürk diyor ki:

Cumhuriyet, fikren, ilmen, fennen, bedenen, kuvvetli ve yüksek seviyeli muhafızlar ister. Yeni nesli bu evsaf ve kabiliyette yetiştirmek sizin elinizdedir.

Kandemir Konduk

Bazı insanlar vardır, cam gibidir. İnce, kırılgan, zarif, saydam. Buradan bakınca içini görürsünüz. Tertemizdir. Kandemir bunlardan biridir işte. Canım kardeşim, yoldaşım, iş arkadaşım Kandemir Konduk. İnsan uzun yıllar biriyle ortaklık eder de hiç mi kavga etmez, hiç mi birbirlerine kırılmazlar Kandemir ikinci kategoridendir. O kimseyi kırmaz, ona da kırılınmaz. Dosttur. Güvenilirdir, iyi insandır. Yardım severdir, eli açıktır. Candandır. Ayrıca çok iyi mizah ustasıdır. Gençlik yıllarında