Atatürk diyor ki: "Hükümet millettir ve millet hükümettir."

ASTROFOSbr data-mce-bogus"1"

Adamın birine milyonlarca dolar ödeyerek bilet alıp uzaya gönderdiler. Şimdi de AKP'li adaylarla seçim toplantılarına katılıyor. Bu sisteme göre "Herkesin bir fiyatı vardır" ama bu çok pahalı yahu.br data-mce-bogus"1"

TAKİYE...br data-mce-bogus"1"

2020 yılına kadar olan bu 18 yıl çok zor geçti. Bu AKP zihniyeti herkesin kimyasını bozdu. Algılamaları, iftiraları, dünya görüşleri insanı altüst ediyor. Yalanı meslek edinmişler ve o kadar kolay söylüyorlar ki... Sığındıkları liman takiye. İnançları için söyledikleri yalan mubah onlar için. Evliya Çelebi hikâyesi gibi. Çelebi ünlü Seyahatname'sinde Erzurum'u anlatır. Bir yerinde kentin soğuğundan söz ederken "Kışları o kadar soğuk olurmuş ki bir damdan bir dama atlayan kedi havada donmuş, ta bahar gelip havalar ısınınca miyavlayarak yere düşmüş", bu öyküyü böyle anlatırlar. Yani Evliya Çelebi çok palavracı imiş. Oysa zavallı adam bu hikâyenin sonunda bunun bir latife, yani bir abartılı şaka olarak anlatıldığını vurgular.

Evliya Çelebi, "Erzurum'un soğuğu böyledir" demez. İçinde bulunduğumuz zihniyet ise bu ve bunun gibi meseleleri çarpıtarak "Böyle oldu" der. Muhalefetin bulduğu iyi bir şeyi kendi bulmuş gibi, kendi yaptığı kötü bir şeyi adlı adınca muhalefet yapmış gibi gösterir. Takiye onlar için bir sanattır. Çoğunun aldığı eğitim bunun üzerine kurulmuştur. İnançları adına söylenmiş yalan mubahtır. Bir yalanı ne kadar tekrarlarsan o kadar inandırıcı olur. Hitler'in propaganda bakanı Goebbels'in çıkış noktasıdır bu. Çamur at izi kalsın da bunların baş felsefesidir. Korkusuz korkaktırlar. Bu zihniyete teslim olmak acıdır. Ayakta duracağız. Çünkü bu gibi zihniyetlerin sonu olmamıştır. Tarihimize bir bakın, ne demek istediğimi anlarsınız. Yalancıların hepsi gitti.br data-mce-bogus"1"

SAVAŞ DİNÇELbr data-mce-bogus"1"

Çok güzel ısmarlama bir ceket diktirdim kendime. Terziden aldığım gün giydim. Savaş, ceketi sırtımda gördü: "Ne güzel ceket ulan bu" dedi. Çıkardım sırtımdan, verdim ona. Kısa bir süre sonra ceketi dayısının sırtında gördüm. "Ulan eşek herif, giyilmemiş ceketimi sana verdim, dayına vermişsin" dedim. "Benim ceketim var onun yoktu, verdim" dedi. Aort damarı 8.5 santim olmuştu. Tavan 6 santimetre olunca büyük tehlike diyorlardı doktorlar. Bir gece telefonum çaldı: "Gelsene maç seyredelim" dedi. "Dün gece sendeydim oğlum, bu gece evde olayım" dedim. "Gel lan işte, naz etme, bir Sumru bir de ben varız. Barış (oğlu) az önce evine gitti, gel." Leyla, "Gidelim" dedi. "Köprü çok yoğundur, ta Etiler'e gideceğiz" dedim. O sırada yeğeni bizim evden çıkmış evine dönüyordu. Leyla cep telefonundan onu aradı. Köprü bomboşmuş. Atladık gittik. Sumru ile Leyla mutfağa geçtiler. Sigara içiyorlar. Savaş'la ben maç izliyoruz. "Kolum yanıyor" dedi ve devam etti: "Bütün vücudum yanıyor Müjdat, ben ölüyorum." "Ölmüyorsun" dedim. Sumru'ya seslendim. Geldi mutfaktan.br data-mce-bogus"1"