Unutulanlar
Kişilerden söz etmeyeceğim. Ben kolay kolay kimseyi unutmam. Ama unuttuğumuz şeyler tedavülden kalktığı için aklıma geldi. Mesela manşon diye bir şey vardı bilir misiniz Annem kışın kullanırdı. Siyah yapay kürkten iki yanı açık çanta gibi bir şey. Sağdan soldan ellerini içine sokarsın, eldiven gibi ellerini ısıtır. Siyah storlu perde. O da çok şükür yok. Çünkü İkinci Dünya Savaşı zamanı her evde mecburi idi. İsmi de pasif korunma perdesiydi. Sirenler öttüğünde o perdeler çekilirdi. Işık sızdırmazdı. Banyo sobası da artık yok. Odunla ısınır, hem suyu hem banyoyu ısıtırdı. Daha pek çok şey yok artık. Demokrasi, adalet, ucuzluk, insan hakları, işçi sınıfı, tarım, saygı, sevgi... Zaman içinde bunlar da yitti gitti. Demode olan gereçler yerine gelmeyecek, gelmemeli ama diğerlerinin eksikliği bir an önce giderilmezse vay halimize.
SOKRATESKuzenim Mehmet Tunçelli, Sokrates'le ilgili harika bir anekdot anlattı. Sizinle paylaşmak istedim:
Sokrates küçükken sabahları çok geç kalkarmış. Annesi: "Öğretmenin de geç kalkmandan şikâyetçi" demiş. Öğretmen Sokrates'e: "Oğlum, sana güzel bir öykü anlatacağım: İki kuş varmış. Biri erken kalkıp böcek yiyor ve yavrularını besliyor, diğer kuş geç kalktığı için aç kalıyormuş. Şimdi söyle bakalım sen bu öyküden ne anladın Sokrates" Sokrates cevap vermiş: "Erken kalkan böcekleri, kuşlar yer." HER GÖZLÜK AYNI ŞEYİ GÖRMEZ.
SEZENYetmişli yıllarda İzmir'den İstanbul'a bir kız geldi. Kırkbeşlik dediğimiz bir plak yaptı. Çok tutuldu şarkıları. Kendi yazıp kendi besteliyordu. Arkadaş olduk. Yarım asıra varan bu süre içinde o benden pek bir şey gördü sayılmaz. Ama ben ondan güzel davranışlar yaşadım ve bunu hiçbir zaman unutamam. Bir dizi çekiyordum "Azmi" diye. "Müziklerini yapar mısın" diye sordum. "Şarkı da yaparım, ayrıca oynarım da, ayrıca Onno ve Atilla Özdemiroğlu da bana çalarlar" dedi. Geldi, stüdyoya girdi, şarkısını okudu. Jenerikte oynadı. Savaş o dizi için bir şarkı sözü yazmıştı. "Savaşçığım, şarkının sözlerini de ben yazmak istiyorum" dedi ve "Yürüyorum Düş Bahçelerinde"yi yazıp söyledi. Sonradan benim kızım Elif konservatuvarı bitirince onu korosuna aldı ve bu şarkıyı her konserinde kızım Elif'e okuttu. Elif onu hiç unutmaz. Ne zaman Hollanda'dan gelse arar, hatrını sorar. O da Elif'i çok sever. Besteleri, yetiştirdikleri, yorumu hiç ıskalanacak gibi değildir. Ben vefa duygusu gelişmiş bir insanım.