Şangay İşbirliği Örgütü tartışmaları

Uluslararası ilişkiler disiplininde, uluslararası sistem ve bölgesel alt sistemlerin doğası daha çok "çatışma ve işbirliği" kavramlarıyla açıklanmaktadır.Şangay İşbirliği Örgütü de (ŞİÖ) "işbirliği"ne yönelen bölgesel bir kuruluştur. ŞİÖ 1996'da Çin, Rusya, Kazakistan, Kırgızistan ve Tacikistan'ın katılımıyla "Şangay Beşlisi" adıyla kurulmuştu. Şangay Beşlisi 2001'de Özbekistan'ın üyeliğiyle adını ŞİÖ olarak değiştirmiştir. ŞİÖ'ye Hindistan ve Pakistan 2017'de katılırken, İran'ın da 15 Eylül 2022'de imzaladığı anlaşmanın ardından Nisan 2023'te tam üyeliğe kabul edilmesi bekleniyor. Aslında ŞİÖ, Rusya ve Çin arasında güvenlik ve işbirliği amacıyla kurulmuş ve zaman içerisinde yeni katılımlarla üye sayısı artmıştır. ŞİÖ'nün detaylı amacı "üye ülkeler arasında karşılıklı güven, iyi komşuluk ve dostluk ilişkilerinin güçlendirilmesi, bölgesel barış, güvenlik ve istikrarın korunması için ortak çaba sarfedilmesi, terörizm, köktencilik, ayrılıkçılık, örgütlü suçlar ve yasadışı göçle ortak mücadele edilmesi, ayrıca siyaset, ekonomi, bilim ve teknoloji, kültür ve eğitim, enerji, çevre konularında işbirliğinin geliştirilmesi" şeklinde belirtiliyor. ŞİÖ'nun, Türkiye'nin gündemine girmesi ise 2011'de başlıyor. Türkiye 2011'de ŞİÖ'de girişimlerde bulunmuş ve ŞİÖ'nün 2013'te "Diyalog Ortağı" olmuştu. Uluslararası sistemde devletlerin üye olmasalar bile, çeşitli uluslararası veya bölgesel örgütlerin çalışmalarını "diyalog ortağıgözlemci" vb. statülerle takip etmeleri söz konusudur. Ancak Türkiye'de, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın hem mevcut görevi süresinde hem Başbakanlığı döneminde "Türkiye'nin ŞİÖ'ye üye olması durumunda AB üyelik sürecinden vazgeçebileceğini" açıklamıştır. Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın 2016'daki benzer ifadelerinin sonrasında 15 Eylül 2022'deki ŞİÖ zirvesine davet edilmesiyle, Türkiye ŞİÖ'yle en üst düzeyde ilişkiye geçmiştir. Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın zirveye katılmasıyla, ŞİÖ'nün Türkiye açısından AB veya NATO'ya alternatifliliği tartışılmaya başlanmıştır. Bu tartışmaların, Türkiye'nin dış politikada ABD'yle ilişkilerin istenilen düzeyde olmaması, AB üyelik sürecinde uzun süredir durgunluk yaşanması, Doğu Akdeniz'de