Mısır ve Ürdün'ün göçmülteci endişesi

Filistin-İsrail arasındaki çatışmalarda, Tel-Aviv'in kara harekatına başlayacağına dair ifadeler mevcut.

Ancak kara harekatının başlaması, Gazze'de yaşayan 2 milyon 300 bin kişiden birçoğunun Mısır ve Ürdün'e göç etmesine neden olacak. Kahire yönetimi her hangi bir göç dalgasına karşı, çatışan taraflar arasında can kayıplarını sınırlamak için arabuluculu rolünü oynamak niyetinde. Böylece Mısır, kendi ulusal güvenliği ve istikrarını korumayı amaçlıyor.

Yine de Mısır makamlarının, Gazze'ye insanî yardım ve yaralıların Sina'daki hastanelerde tedavi edilmesi yönünde açıklamaları var. Buna karşılık Mısır'ın kendi topraklarına kitlesel bir Filistinli mülteci akınını uygun görmeyeceği kuvvetle muhtemeldir.

Bir de Mısır, İsrail'in kara harekatına başlamasıyla, Gazzeliler'in çatışma sahasından çıkmaları için ABD ve Avrupa'nın muhtemel güvenli koridorlar talebiyle karşılaşacaktır. Bununla birlikte Mısır, Gazze sınırındaki Refah sınır kapısını hava saldırılarının başlamasıyla kapatmıştı. Refah'ın kapatılması, muhtemelen Kahire'nin mülteci akınını durdurma amaçlıdır.

Sina, 1967 Arap-İsrail Savaşı'nda İsrail'in eline geçmiş ve 1979'da Enver Sedat'ın girişimleriyle Mısır'a iade edilmiştir. Ayrıca Sina'da 2013 yılının sonlarından itibaren IŞİD'in kolu olan silahlı terör örgütü Ensar Beyt'ül Makdis (Kudüs Partizanları)'in faaliyette bulunduğu ve Mısır güvenlik güçleriyle çatıştığı bir saha haline gelmişti. Mısır güvenlik güçlerinin ciddi operasyonları sayesinde, örgütün eylemleri oldukça azalmıştır. Dolayısıyla her iki vakıa nedeniyle Sina'nın, Mısır karar alma mekanizmalarındaki yeri önemli. Diğer taraftan Ensar Beyt'ül Makdis'in, İsrail unsurlarını değil, daha çok Mısır karakol ve kontrol noktalarını hedef alması da düşündürücüdür.

Yine Kahire'de 19 Ekim 2023'te Mısır Cumhurbaşkanı Albdülfettah El-Sisi ve Ürdün Kralı II. Abdullah arasında yapılan zirvede, Gazze'de krizin son durumu değerlendirildi. Görüşme sonunda El-Sisi ve II. Abdullah'ın "kuşatma, aç bırakma ve Gazze'deki insanların Ürdün veya Mısır'a zorla yerinden edilmeleri dahil tüm toplu cezalandırma politikalarını" reddettikleri bildiriliyor.

Bununla birlikte Kahire muhtelif diplomatik girişimlerle ABD ve Avrupa hükümetlerine, Mısır'ın ulusal egemenliğini, güvenlik çıkarlarını ve siyasî istikrarını olumsuz etkileyecek politikalara yönelmemeleri sinyali veriyor.

Filistinler'in her iki ülkeye 1920'lerden itibaren göç hareketleri var. Birde 1948'deki Arap-İsrail Savaşı sonrasında Filistinli mültecilerin sayısında artış söz konusu. Özellikle 2023 tahminlerine göre nüfusu 11 milyon 86 bin 716 kişi olan Ürdün'de, BM Yakın Doğu'daki Filistinli Mültecilere Yardım ve Çalışma Ajansı'nın güncel verilerinden anlaşıldığı üzere 2 milyon 307 bin 11 kayıtlı Filistinli mülteci bulunuyor. Her ne kadar Filistinli mülteciler hususunda Mısır'ın hassasiyetleri öne çıksa da, Ürdün'ün bu konuda daha fazla tedbirli olmaya çalıştığı görülüyor.