El-Aruri suikastı ve Hizbullah

Hizbullah'ın kalesi Lübnan'da Hamas lider kadrosundan Salih El-Aruri, 2 Ocak 2024'te suikast sonucu öldürüldü. Suikastı İsrail'in düzenlediği haberlere yansırken, El-Aruri'nin 2014'ten beri ölüm tehditleri aldığı belirtiliyor. El-Aruri'yi önemli kılan ise, hem Hamas Siyasî Büro Başkan Yardımcısı hem de Hamas'ın Batı Şeria'daki lideri olmasıydı.

El-Aruri'nin öldürülmesiyle 7 Ekim 2023'ten bu yana İsrail'in Gazze'de devam eden işgal girişiminin Lübnan'ın güney sınır bölgesine yayılarak savaşın daha geniş bir alanda şiddetleneceğinden endişe ediliyor.

Ancak Hizbullah lideri Hasan Nasrallah'ın 3 Ocak'ta suikasta gösterdiği tepki bazı siyasî analistlerde şaşkınlığa sebep oldu. Her ne kadar Nasrallah, savaşın başlangıcından itibaren sürdürdüğü sert söylemini korusa da, beyanatının muhtevası "BM ve uluslararası sistemin sivilleri koruması gerektiği; Lübnan, Suriye, Irak ve Yemen'de faaliyet gösteren İran yanlısı silahlı unsurların birleşik bir vizyonda oldukları; ve bu unsurların Tahran'la aynı çizgide olmalarına rağmen, Tahran'dan da bağımsız oldukları" yönündeydi. Nasrallah "El-Aruri'nin suikastına misillemede bulunacakları" söylemiyle yetindi. Nasrallah'dan beklenen sertlikte açıklama gelmemesinin taktiksel bir davranış olabileceği yorumlanıyor.

Elbette Hizbullah ve Hamas farklı yapılanmalar olmakla birlikte, ortak hedeflerinde İsrail'in olmasında hemfikirler. Fakat El-Aruri suikastını önemli hâle getirense, 2006'da gerçekleşen İsrail-LübnanHizbullah savaşından beri, İsrail'in ilk defa Beyrut'un güneyine füze saldırısında bulunmasıydı. Ayrıca İsrail'in ilk füze saldırısında El-Aruri'yi hedef alması, onun Hamas ile Hizbullah arasındaki irtibatı sağlayan başlıca kişi olmasından kaynaklanıyor.

Bununla birlikte İsrail'in 23 Kasım'da Lübnan'ın güneyine düzenlediği hava saldırısında ölen 5 kişiden biri, Hizbullah'ın özel kuvvetler özelliğindeki Radwan Gücü'nün İkinci Komutanı Abbas Raad olması önem arz ediyor. Birde Raad, Lübnan Parlamentosu'ndaki Hizbullah'ın Milletvekillerinden Muhammed Raad'ın oğluydu.

Yine İsrail'in 25 Aralık'ta Şam'da, İran İslam Devrimi Muhafızları Birliği'nin Kudüs Gücü kıdemli komutanlarından Radhi Musavi'yi suikastla öldürmesinin ardından, 2 Ocak'ta El-Aruri'nin öldürülmesi, Tel-Aviv'in suikastlara devam edeceği ihtimalini arttırıyor. Ölümle neticelenen üç suikasta rağmen, Nasrallah'ın eski açıklamalarıyla karşılaştırıldığında aşırı sert ifadeler kullanmamasında "Hizbullah'ın İsrail'le sınır çatışmasında şiddetin kapsamını kontrolünde tutma stratejisini sürdürdüğü" kuvvetle muhtemeldir.