Duyguların sosyolojisi

Duygular, dış dünyanın etkisine karşı insanın iç dünyasında cereyan eden bir tepkiyi ifade eder. Yani duyguya, insanın iç âleminde meydana gelen hareketliliktir diyebiliriz. Mutluluk, kaygı, kızgınlık, heyecan, nefret ve sevgi insanın içinde var olan duygulardan bazılarıdır. Bu duyguların sebebi insanın iç dünyasına yönelik dış âlemden ya da aşkın boyuttan gelen etkiler olabilir. Bir kişinin kendine iyilik yapan bir kişiyi sevmesinin kaynağı dış etkendir. Fakat aynı kişinin görmediği peygamberini sevmesi aşkın bir etkendir. Duygunun insan kararları üzerinde nasıl bir güce sahip olduğunu hepimiz biliyoruz. Bir insanın olaylara yükselecek tepkisini belirleyecek olan duyguların kıvamıdır. Bu yüzden insanların sağlıklı karar verebilmesi ancak duyguların hürriyeti ile mümkündür. Duyguların hür olması, duyguları harekete geçiren moral, motive ve değerlerin insan fıtratının derinliklerinden çıkmasıyla sağlanır. Eğer insan duygularını belirleyen dış etkenlerin dayatması ya da yönlendirmesi ise artık bu duyguların hürriyetinden söz edemeyiz demektir. pushfn('ads'); İnsanın duygularını kim kontrol ediyorsa insanın tavır, davranış, duruş ve istikametine yön verenler de onlardır. İnsanların ne düşündüğünü ve neye karar vereceğini belirleyenler duyguları kontrol etme gücüne sahip olanlardır. Duygularına yön verdiğiniz insanları istediğinize ikna edebilir, istediğinizden imtina ettirebilirsiniz. Bu yüzden insanların algılarını yönetmek isteyenlerin başvuracağı en önemli yol duyguları harekete geçirecek ortamın sağlanmasıdır. Çünkü duyguların yoğunluğu ve şiddeti ne kadar fazlalaşırsa insanların olayların gerçek yüzünü anlama ve yorumlama şansı da o kadar azalır. Seçimin kokusunun gelmeye başladığı bu günlerde duyguları bir şekilde harekete geçirecek gündemlerin oluşmaya başladığını görüyoruz. Ekonomik krizin yaşattığı sıkıntıların gündemi meşgul etmemesi için başvurulabilecek tek yöntem insanların duygularına yönelik söylemler geliştirmektir. Amaç kendine yönelik sorgulamaların yerine başka gündemleri taşımaktır. Uluslararası olaylardan iç siyasete dönük duygu yüklemesi yapmak, iç siyasetteki söylem zafiyetlerinden endişeler köpürtmek