İzmir'in ilk ve tek gastronomi festivali İzmir GastroFest, bölgeyi mutfağıyla tanıtmak, gastronomik değerleriyle ön plana çıkan marka bir kent yapmak amacıyla 21 Ekim 2018'de 'Göç' temasıyla yola koyulmuştu.

Benim de aralarında olduğum Hande Arslanalp, Gamze İneceli, Metin Suerkan ve İra Özkesen'den oluşan ekibin kurguladığı İzmir Gastrofest ele aldığı konular ve konuklarıyla her anlamda öncü oldu.
'Pazarlar', 'Yemek ve İletişim', 'Geleceğe Miras: Yaşayan Toprak', 'Geleceğe Miras: H2O/ Tatlı ve Tuzlu Su Kaynaklarımız', 'Değişimin Öncüleri Şefler ve Gıdanın Geleceği' ve 'Gıdanın Egemenliği' gibi dünyanın sorunu olan konular uzmanlarıyla, şeflerle konuşuldu tartışıldı.

Türkiye'nin her biri birbirinden değerli isimlerinin yanı sıra Ursula Heinzelmann, Maria Canabal, Aristeidis Vezenes, Ricky Ford, Asma Khan, Sam Buckley, David Tanis, Carolyn Steel, Fabrizia Lanza, Lisa Donoghue ve Barbara Husar'ın da aralarında olduğu birçok isim ilk kez İzmir'e gelerek bölgenin gastronomisiyle, kültürüyle tanıştı.
2 Kasım'da Tarihi Havagazı Fabrikası'nda gerçekleşecek sekizinci İGF'te ise geçmişten bugüne çok daha uzun bir yolculuk yaparak 'Yemek ve Sanat' konusu işleniyor.
Yemek ve sanatın tüm dalları insana farklı açılardan haz veren, sosyalleşmeyi sağlayan ortak bir ruh oluşturma, etkileme gücüne sahip.
Öte yandan yemek sıklıkla karşımıza metafor ya da bir şefin yaşamını anlatan film, bir natürmort tablo olarak çıksa da aralarında birçok başka benzerlikler ya da ortak nokta var.
Festivalde Ahmet Güneştekin, Sinem Özler, Ömür Akkor, Elaine ML Tam, Michael Wolf, Bee Wilson, Danilo Zanna, Çiğdem Alagök, Osman Sezener, Xanthe Clay, Osman Serdaroğlu, Sabiha Apaydın Gönenli, Handan Börteçene, Seray Kumbasar ve Metin Çavuş gibi alanlarının önde gelen isimleri sabah oturumlarında konuşmacı ve panelist olarak sahne alıyor.
Öğleden sonra ise sahne Türkiye'nin önde gelen restoranlarının hazırladığı açık sofralarda ve şeflerin atölye çalışmalarında. 2 Kasım'da görüşmek üzere...

GIDA ATIK DÖNGÜSÜ

Akkomarka Restoran Topluluğu 2019 yılında yiyecek ve içecek sektöründe 360 derece sürdürülebilirlik yaklaşımını benimseyen 'Sorumlu Restoran Hareketi'ni başlatmıştı. Bu inisiyatif sadece çevresel sürdürülebilirliğe odaklanmadı. Toplumsal fayda, enerji verimliliği, atık yönetimi gibi geniş bir yelpazede çalışmaları kapsadı.

Hafta başında 10 yıl önce ilk açıldıkları günden bu yana doğaya saygılı mutfak anlayışı ve yerel üreticiyi destekleyen tavrına büyük saygı duyduğum, Sorumlu Restoran Hareketi'nin Gıda Atık Döngüsü Projesine katılan Seraf Vadi'de bir grup yeme-içme yazarı bir araya geldik.
Akkomarka Restoran Topluluğu Genel Müdür Yardımcısı Elif Üngör bize projenin geldiği noktayı anlatırken, Şef Sinem Özler de Seraf Vadi ve Mahmutbey şubesinde gıda israfını azaltma, atık ayrıştırma ve yerel tedarik zincirini güçlendirme uygulamaları çerçevesinde neler yaptıklarını özetledi.
Bugün 'Gıda Atık Döngüsü' projesi sayesinde restoranlardaki organik atıklar neredeyse tamamen geri kazanılıyor. Ataşehir'deki tesiste her gün yaklaşık 230 kg atık toplanıyor; bunun 80 kg'ı mama, 150 kg'ı gübre üretiminde kullanılıyor; 300 kg organik mama ve 500 kg organik gübre üretiliyormuş.
Bu mamalar, hem harekete katılan restoranların misafirlerine ücretsiz sunuluyor hem de sivil toplum kuruluşlarıyla iş birliği yapılarak sahipsiz sokak hayvanlarına ulaştırılıyor, gübreler ise yerel üreticilere veriliyormuş. Dileğim hareketin dalga dalga büyüyerek tüm restoranlarda bu anlayışın içselleştirilmesi...

FAO GIDA ŞAMPİYONU