Yazın son ayına girerken
Muhtemelen yaşanan en sıcak yaz mevsimi olarak tarihe geçecek haziran ve temmuz aylarında çoğunluğu arabayla batıdan doğuya kuzeyden güneye seyahat ederken içimi ferahlatan en önemli şey ülkemizin muhteşem doğasının yanı sıra, ziyaret ettiğim kentlerdeki karşılaştığım yaptıklarıyla gurur duyduğum insanlardı. Onlar olmasa her geçen gün betonlaşmaya kurban verdiğimiz kentler, tatil beldeleri ve restoran sektöründeki baş edilemez boyutlara yükselen fiyat artışlarının yarattığı ruh haliyle bu yazı bambaşka bir yazı olurdu. Her biri için iyi ki var diyelim...
GAZİANTEP'İN YENİLİKLERİ BİTMEZ
Gaziantep en saygı duyduğum kentler arasında. Hem belediyecilik anlayışıyla hem de kentine sahip çıkan, kendini yenileme, sahip olduklarını daha ileriye taşıma ruhunu içselleştirmiş yerleşikleriyle öncü bir şehir. Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı olduğu günden bu yana tanıdığım, kişiliğine, enerjisine saygı duyduğum Gaziantep Büyükşehir Belediye Başkanı Fatma Şahin ve ekibi yine hayata geçirdikleri yeni müzeler ve gastronomik duraklarla kentlerine artı değer katmaya devam ediyor.
Bu kez ziyaret ettiğim KAYNA Sabun ve Pekmez Müzesi, Panorama 25 Müzesi kompleksinin içinde kısa süre önce açılan Havara Restoran; Mutfağın Sokak Modu MSM de türlerinin en başarılı örnekleri olmuş.
Geçtiğimiz yıl Baharat Müzesi'nin içinde açılan Rayiha Restoran'a bu kez de Fatma Şahin ve Kültür ve Turizm Daire Başkanı Oya Alpay, Gazibel Yönetim Kurulu Başkanı Fikret Tural'la birlikte gittik. Rayiha yemeklerinin lezzeti kadar servisiyle de Geleneksel Gaziantep Mutfağını en iyi şekilde yansıtıyor. Mutfak Sanatları Merkezi MSM'nin Koordinatör Şefi Doğa Çiftçi'yi, mutfağın başındaki Şef İbrahim İmrak'ı ve tüm ekibi kutluyorum.
HAVARA
Mimari projesini Erden Güven'in tasarladığı, dekorasyonundan masalara her şeyin atıklardan yapıldığı Havara sadece Antep'in değil Türkiye'nin her anlamda en farklı restoranlarından biri olmaya aday.
Müdürlüğünü Esin Çayırağası, şefliğini de Esra Göğüş'ün üstlendiği restoranın mutfağında 14 kadın çalışıyor. 11 de servis görevlisi var.
Kadın-erkek ayrımcılığı yapmak istemem, her alanda olduğu gibi restoranlarda da eşitlikten yanayım ama kadınlar hem mutfağa hem de servise çok yakışıyor. Yemeklere gelince içli köfteden etli yaz dolmasına, Kilis kebabından soğuk ayran aşına ne yediysek çok lezzetliydi.
strong class'read-more-detail'Haberin DevamıMANZARA VE LEZZET BİRBİRİYLE YARIŞIYOR
İstanbul bence dünyanın en müstesna panoramaya sahip kentlerinden biri. Ne zaman yüksek bir binaya çıksam Yahya Kemal Beyatlı boşuna "Sana dün bir tepeden baktım aziz İstanbul" dememiş derim. Karaköy Kemankeş Caddesinde yer alan JW Marriot'un en üst katındaki Octo da böylesi yerlerden.
Başında Şef Şafak Erten'in olduğu deniz ürünleri ağırlıklı restoran misafirlerine tarihi yarımada manzarası yanında sade, yalın ve gücünü malzemenin kalite ve lezzetinden alan yemekler sunuyor. Şafak Erten, benim için en iyi aşçılık okullarından olan Mengen Anadolu Aşçılık Meslek Lisesini bitirmiş. Ardından Abant İzzet Baysal Üniversitesi Mengen Meslek Yüksek Okulu Aşçılık Bölümü'nden mezun olmuş.
strong class'read-more-detail'Haberin DevamıDünyanın önde gelen restoranlarında çalışmış. Şafak Şef'in yaz menüsünden deneyimlediğimiz somon tartardan bebek kalamarlı kuskusa, ızgara İskenderun karidesinden Ege otları sote eşliğinde gelen ızgara lagosa ne yediysek mükemmeldi. Bu arada o gece bizimle ilgilenen servis sorumlusu Serkan'ın menüyü özümseyerek anlatması da görülmeye değerdi. Bizim başarılı şefler kadar işini iyi yapan servis sorumlularına da ihtiyacımız var...