Karadeniz'in sakin dalgaları

İğneada'ya daha önce de gitmiştim. Aklımda en çok yer eden, kasabanın doğal güzelliklerinin önüne geçen kimliksiz mimarisi, çarpık yapılaşması ve bakımsız sokaklarıydı.

Bu kez kasabanın göl ve denizin buluştuğu sahilinde kısa bir süre önce açılan Nayu'da bambaşka bir İğneada ile buluştum. Daha doğrusu yüzümü sahile döndüm, kaldığım yere odaklandım ve iki gün boyunca Batı Karadeniz'in sakin dalgalarının sesini dinledim, kumsalda yürüyüş yaptım.


Nayu İğneada projesinin ardında Kırklarelili iş insanı ve avukat Görkem Gökçe var. Bölgenin doğasına saygı gösterilerek tasarlanan mimari konsept ise Fahrettin Aykut'a ait.
Aykut, benim de çok sevdiğim İskandinav tarzının yalınlığından, sadeliğinden esinlenerek bölge malzemelerini kullanarak mimari projeyi oluşturmuş. Baktığınız her detay, her şey burada zaten başka türlüsü olamazmış dedirtiyor. Birbirinden bağımsız, boydan boya cam olan odaların tümü sahile bakıyor. Wellnes, gölde kano, Longoz Ormanları'nda yürüyüş gibi etkinlikler de var. Yoga grupları ise Kuzey Batı Trakya'nın bu müstesna, huzur vaadeden kaçış noktasını çoktan keşfetmiş...

strong class'read-more-detail'Haberin Devamı

Bölge mutfağı başrolde


Nayu'nun restoranı ve yemekleri de felsefesiyle uyumlu. Mutfağının başında uzun yıllardır tanıdığım deneyimli şef Gökçen Yıldırım var. O da burada olmaktan, araştırma yapmaktan, bölgenin ürün çeşitliliği ve kaliteli malzemeleriyle tanışmaktan mutlu. Gökçen şef, gelenekselden referans alan, kimlikli bir menü oluşturmuş. Bölgenin deniz ürünlerini de, Trakya kıvırcık başta olmak üzere kaliteli etlerini de kullanıyor.
İki akşam deneyimlediğimiz menüde yer alan yemeklerden vakumlama yöntemiyle pişmiş yumurta ve tereyağlı ekmekle sunulan kuzu göbeği mantar, bölge peynirleri kremalı balkabağı, keçi peynirli fırınlanmış pancar, Trakya'nın bayram yemeği kıvırcık kapama ve boza kıtırı, mahlepli leblebi ve tahin sosla sunulan ayva tatlısı gibi tabakların her biri hem yaratıcı hem de lezzetliydi. Yemek sırasında bölgede üzüm bağları olan Kırklarelili Mustafa Çamlıca'nın Trakya'nın yeme-içme kültürü üzerine sohbeti de keyifliydi...

strong class'read-more-detail'Haberin Devamı

KADINLARLA GÜÇLÜYÜZ


İlk gençlik yıllarımdan bu yana gerçekleşmeyeceğini bildiğim bir hayalim vardır. Kadın-erkek eşitliğinin sağlandığı bir evrende 'Dünya Kadınlar Günü' diye bir gün olmaması.
Ancak bu pek mümkün görünmüyor. Haziran 2023'de yayımlanan, 146 ülkedeki durumu ele alan 'Küresel Cinsiyet Eşitsizliği' raporuna göre mevcut ilerleme hızı dikkate alındığında tam eşitliğe ulaşmak için 131 yıl gerekiyor.
Ama tabii ki cinsiyet uçurumunu en yüksek oranda kapatan ülkeler de yok değil. İlk üçte İzlanda, Norveç ve Finlandiya var. Türkiye ise cinsiyetler arası farkta ne yazık ki 129'uncu sırada yer alıyor. Kısacası daha yolumuz uzun, çözmemiz gereken sorun çok.
Neyse ki bu konularda bilinçlenme her geçen gün artıyor. Hafta başında -bu benim eksikliğim olabilir- bugüne dek adını duymadığım bir sivil toplum kuruluşu, Uluslararası Kadın Forumu Türkiye Yönetim Kurulu Üyeleri ile bir araya geldik.
'Uluslararası Kadın Forumu' (IWF) International Woman Forum güçlü ve etkili kadın yöneticilerin birbirlerini desteklemesi, kadın liderliğinin gelişmesi için 1974 yılında Amerika Birleşik Devletleri'nde bir çeşit 'Kadınlar Kulübü' olarak yola koyulmuş. Türkiye yapılanması ise 2014 yılında kurulmuş.