URLA VE GASTRONOMİ TURİZMİ

Aslında siz bu yazının başlığını 'Sonbaharda Urla' diye de okuyabilirsiniz. Geçen hafta sonunda ılık gündüzleri ve serin akşamlarıyla eylül ayının tüm güzelliğini hissederek Urla'ya girerken ilk aklımdan geçen buydu. Ancak kısa sürede kendi iç dinamikleriyle uluslararası gastronomik bir durak olma yolunda hızla ilerleyen Urla'nın plansız büyüme sorununa yol gösterici, bölgeye yaraşır konaklama arayışına cevap olacak, doğayı yok etmeyi değil içinde var olmayı seçen bir tesisi daha yakından tanıyınca başlık değişti...

KEY URLA'NIN DOĞUŞU

Urla'nın gastronomi sahnesine çıkmasına katkısı büyük öncü isimler arasında olan Can Ortabaş'ın hikâyesi 29 yıl önce üzerinde sadece eski yaşlı zeytin ağaçlarının olduğu, 2000 dönümlük bomboş taşlı bir araziyi satın almasıyla başlıyor.
Üç yıl içinde taşlarının büyük bir bölümünün toplandığı araziye önce selvi ağacı ekiyor, ardından Toscana selvi, palmiye, fikus banyan, beş çeşidini getirip aşılattığı, hasatına katıldığım hünnap, nar gibi çeşitleri getiriyor.


Bugün 54 ülkeden 2 bine yakın bitki çeşidi anıtsal ağaçlarla Uzbaş Arboretum, Avrupa'nın en büyük üreticileri arasına girmiş. Henüz taşları bölgeden arındırma döneminde karşılarına çıkan 2 bin 300 yıllık anfora onu "Burada şarap da üretilir mi" diye düşündürmüş.
Sonunda ortaya 750 dönüm bağ alanı ve üretim tesisleriyle Urla Şarapçılık çıkmış. Ardından da şarap bir ekosistem diyen Can Ortabaş, sıranın gastronomiye artı değer katacak dört mevsim agro turizm modeline geldiğini düşünmeye başlamış.
Ağırlama sektöründeki deneyimlerine güvendiği Selim Özgörkey ve Askar Alshinbayev ile güçlerini birleştirerek, yerele ve toprağa saygılı bir yaşam biçimini paylaşmak üzere Key Urla projesini hayata geçirmişler. Projeyi de minimalist ve fonksiyonel tarzına hayran olduğum ünlü mimarlarımızdan Han Tümertekin'in başında olduğu ekip üstlenmiş.
Ve ortaya ağaçların arasında kendine yer bulan, yerel taşların kullanıldığı, el işçiliğini göz ardı etmeyen, doğanın mimariyi yönlendirdiği, iklime uyumlu bitkiler ve korunmuş 350 ağaçın çevrelediği, kimi doğal peyzaj manzaralı farklı büyüklükte, mimari tasarımı gibi iç dekorasyonıu da sade yalın ama aynı öçüde fonksiyonel 24 villa çıkmış.
Urla dört mevsim gidilecek bir destinasyon. Özellikle ilk ve son baharlar ve kışa çok daha uygun, hem ürünleri hem de havasıyla. Tek eksiği gastronomi turizmi odaklı gezen kitleye, özellikle de doğaya saygılı, bölgenin sahip olduğu restoranların gustosuna uygun butik otellerin sayısının azlığıydı.
Eğer bu gibi örneklerin sayısı artarsa Urla Bağ Rotası Dünya turizminin cazibe noktası duraklardan birine dönüşür...

AN URLA

Haberin Devamı

Bir süre önce de deneyimlemiştim ama bu kez An Urla'nın yemeklerini daha çok sevdim. Servis ve sunumu da çok daha oturmuş, olgunlaşmış. Şef Seray Öztürk'ün danışmanlığını üstlendiği, mutfağının başında şef Ali Çakmak'ın olduğu bir restorandan zaten başka türlüsü beklenemezdi.

Haberin Devamı


Taze bahçeden ya da yerel üreticilerden temin edilen otlar ve yapılan salatanın, altında süzme yoğurduyla fırında sarımsaklı kınalı bamyanın, çıtır sardalyanın, patlıcanlı şehriye pilavının, zeytinyağlı enginarın, bademli keşkülün ve her ne kadar iki gün boyunca Napoli tarzı yerine ince olsun diye tuttursam da dört mantarlı pizzanın, tadı hâlâ damağımda.

SIRA DIŞI İKİ ŞEF RESTORANI