Valla der mi der. Yapmadığı şey değil. Anketlere bakar, oylarında anlamlı bir artış olmadığında ya da kendisinin yeniden seçilmesini garantileyecek anayasa değişikliğine gerekli desteği bulamadığında "Ne açılımı, ne barışı Teröristle barış mı olurmuş. Nereden çıktı bu umut vaadi Siz benim ağzımdan böyle bir söz duydunuz mu Benim haberim yok" der ve bir kez daha masayı deviriverir.
"Nasıl yok ya" diye sorduğunuzda da cevap hazırdır:
"Kardeşim ben DEM'lilerle görüştüm mü Yok. Terörist başına umut veren bir cümle sarf ettim mi Yok. Ben bu devletin başıyım ya. Ben onaylamadıktan sonra böyle bir şeyin olması mümkün mü" diye sorduğunda ne diyeceğiz
Baksanıza her konuda tek karar verici olan Reis, İmralı heyetiyle kendisi değil grup başkanvekillerini muhatap ediyor. Bahçeli'nin "Öcalan gelsin burada konuşsun" ya da umut vaadinden yararlanıp serbest kalmasına ilişkin de tek kelime de etmiyor. Ne düşündüğünü en yakınındakiler bile bilmiyor. Yani her an tornistan yapabilecek marjı var.
Dolmabahçe mutabakatından bir gün sonra 28 Şubat 2015'teki Suudi Arabistan ziyareti öncesinde Erdoğan, Atatürk Havalimanı'nda yaptığı açıklamada "Tabii silahların bırakılması çağrısı bizler için çok çok önemli bir beklenti idi. Milli birlik ve kardeşlik projesi ile başlayan bir şimdi de çözüm süreci ile devam eden ve bunu artık noktalayalım diye hasretle beklediğimiz bir çağrıdır" demiş ardından da "Umarım uygulanır" temennisinde bulunmuştu.
Anketlerde partisinin oy kaybettiğini görünce bir yıl sonra 24 Nisan 2016 günü Adana'da yaptığı konuşmada, "Dün biri çıkmış Dolmabahçe mutabakatından bahsediyor. Böyle bir mutabakat yok. Bu iktidarın terör örgütüyle bir mutabakatı söz konusu değildir" diyen de aynı Erdoğan'dı.
Dün yaptıysa bugün de yapabilir pekâlâ.
TÜRKİYE DEMOKRATİKLEŞMİŞ Mİ OLACAKAdı konmasa da yaşanan gelişmeler "yeni açılım süreci" olduğuna kuşku yok. Bu yeni sürecin havasına siyasette ve bizim medya fena kapılmış vaziyette. Geçmişte azıcık itiraz edenlere "Yoksa siz anaların ağlamasını mı istiyorsunuz" diye çıkışırlardı. Şimdi de "İyi de..." diye kuşkunuzu dile getirmek istediğinizde "Türkiye'nin demokratikleşmesine mi itiraz ediyorsunuz" deniyor.