Son 'Şeker Abi'miz de gitti

Nadir Nadi'nin sağlığında Cumhuriyet gazetesi ile özdeşleşmiş, birkaç kuşağın bilincinin, ideolojisinin oluşumunda rol oynamış bazı yazarlara gazete içinde "Nadir Bey'in yazarları" denirdi. İlhan Selçuk, Uğur Mumcu, Oktay Akbal, Ali Sirmen, Melih Cevdet Anday ve Sami Karören'den oluşan bu yazarlar, Cumhuriyet'i Cumhuriyet yapan değerlerdi. Okurlarımız da Cumhuriyet'i onlarsız düşünemezdi. Nitekim gazete içi kavgalarda bu yazarların "Bize eyvallah" deyip gittiklerinde her seferinde bir dibe vuruş ve sonrasında De Gaulle gibi dönüşleriyle yeniden toparlanma kaç kez yinelendi.

Gazetede "Nadir Bey'in yazarları"ndan hazzetmeyenler de bu gruba "Şeker Abiler" lakabını takmıştı. Müstehzi bir amaçla takılan bu lakap bence çok yerinde olmuş. Zira Melih Cevdet Anday hariç hepsiyle çalıştığım, dostluk kurduğum bu abilerin her biri gerçekten de çok şekerdi.

Sadece şeker mi

Çocukluğumuzdan beri okuduğumuz, okudukça aydınlandığımız bu şeker abiler, gençlik yıllarımızın Kutupyıldızı'ydı. Dünyada ve ülkemizde yaşanan olayları, onların ele alış ve kavrayışı, geleceğe ilişkin öngörüleri ufkumuzu açıyordu.

Mesleğe 80'li yılların başında Türk Haberler Ajansı'nda başladığımızda öğlen yemeklerini Gazeteciler Cemiyeti'nin üst katındaki lokantada yerdik. Fişle biz tabldot yerken paravanla ayrılmış diğer bölümde Oktay Akbal, Melih Cevdet Anday, Sami Karaören, yurtdışından gelmişse eğer Ali Sirmen'in de katıldığı öğlen buluşmalarındaki sohbeti dinlemek için adeta nefesimizi tutardık. Meslek büyüklerimiz olmanın ötesinde her biri bizler için efsane olan bu abilerimizi hem rahatsız etmemek hem de onların konuşmalarından bir şey kapabilmek adına çatal bıçak seslerini çıkarmayacak sessizlikte yemeğimizi yerdik. Gün gelip onlarla aynı kurumda çalışmak, onlarla dost olmak ve aynı masada yemek yiyip sohbet etmek o yıllarda bizim için ulaşılması hayli güç bir hayaldi.

İlhan Selçuk'tan sonra Oktay Akbal'ı kaybettik. Ali Sirmen geriye kalan son Şeker Abi'ydi. Gazete çalışanları için İlhan abi sonrası bizim kutbumuzdu.

Biz Cumhuriyet çalışanları ve okurları için bu isimler yazar olmanın ötesinde bir anlam taşırdı. Kalemi iyi olan pek çok yazar geçti Babıâli'den. Refik Halid Karay'dan bu yana say say bitmez. Ama fikirleri ile toplumu aydınlatan ve öngörüleriyle bizleri yanıltmayan kaç yazar-çizer sayabiliriz ki...

Sirmen'in mizah zekâsı

Ali Sirmen, mesleğe Akşam'da başlamış sonrasında Yeni Ortam'da devam etmişti. Ruh ikizi Uğur Mumcu ile yolları Yeni Ortam'da kesişmişti. İlhan Selçuk'la da 12 Mart'ta açılan Madanoğlu davasında. Hiçbir darbe Ali abiyi pas geçmedi maşallah. Madanoğlu davasında çok yatmadı ama 12 Eylül'deki Barış Derneği davasında dört yılı mahpushanede geçti. Mapusluğu bile eğlenceye çevirmeyi bilmişti.