Ver papazı al kızı

Kurulmak istenen yeni dünya düzeninin her zamanki gibi ilk uygulama bölgesi, bizim de içinde olduğumuz Ortadoğu olacağı artık kuşku götürmeyecek kadar aşikâr. Coğrafi olarak Ortdaoğu'ya dahil edilse bile Türkiye Cumhuriyeti, AKP iktidarına kadar ne rejim ne yaşam biçimi ne de düşünce yapısı olarak Ortadoğulu oldu. Ancak AKP sayesinde adım adım Ortadoğulu olma yolunda koşar adım ilerliyoruz.

Uzun yıllar bölgeyi diktatörler üzerinden yöneten İngiltere ve ABD aklı, bu diktatörlerle uğraşmanın maliyetinin daha yüksek olduğunu görünce ulus devletleri federatif yönetimlere dönüştürmeyi tercih etti.

Suriye'de HTŞ'nin iktidara gelmesinden sonra bu ülkede yeni rejimin hangi temeller üzerine inşa edileceğinin tartışılacağını beklerken bir anda Türkiye Cumhuriyeti rejimi tartışmaya açıldı. Siz bakmayın bu tartışmanın adının "terörsüz Türkiye" konulmasına. Türkiye'de terör olmadığı bir ortamda terörün bitirilmesi adına yapılan çalışmalar bölgedeki yeni tasarıma Türkiye'nin uyumlu hale getirilmesinden ibarettir. Öyle olmasa öncelikli olarak bölgede halkın tepkisini çeken kayyum uygulaması ve hapisteki teröre bulaşmamış siyasiler için adım atılırdı.

Projenin müellifleri İngiltere ve ABD ile bizim bilmediğimiz anlaşmada Türkiye'ye ne gibi ev ödevleri verildiğinin emareleri az çok belli olsa da turpun büyüğünün henüz heybeden çıkarılmadığını anlamak için kâhin olmaya gerek yok. Ancak bu projeyi yaşama geçirmenin olası risklerinden korkan Cumhur İttifakı, muhalefeti de bu projeye ortak etmek için her tuşa basıyor. Hem dışarıdan dayatılan bu projeye meşruiyet kazandırmak hem de dışarıda kalıp güçleneceğinden korktukları CHP'yi günahlarına ortak etmek için komisyonun içine almak elzemdi.

CHP açısından bu komisyona girmenin de dışarıda kalmanın da önemli riskler barındırdığı bir gerçek. Özel'in iki riskten birini seçmesi gerekiyordu. Dışarıda kalmaları halinde hem tutuklu belediye başkanlarının durumu hem DEM Parti ile ilişkiler hem de "şaibeli kurultay davası"nın sonucu olumsuz yönde sonuçlanabilirdi. Tabii tutuksuz yargılanması gerekirken aylardır hapiste tutulan Ekrem İmamoğlu'nun da bu konuda Özgün Özel'i darladığı ve komisyona girmesi yönünde telkinlerde bulunduğu ihtimali de oldukça güçlü. Komisyona girmesi halinde ise hem önlerine konacak mönünün bilinmezliği hem de 19 Mart operasyonundan bugüne AKP'ye yönelik agresif muhalif çizgiden sapıldığı izlenime kapılacak tabanın tepkisini çekme riskleri de yabana atılır gibi değil. O nedenle CHP tabanının tepkisini azaltmak için CHP 29 maddelik demokratik talepleri içeren bir paket sunarak zevahiri kurtarmaya çalıştı. Ama bu komisyonun kuruluş amacına matuf değil diyerek ilk karşı çıkan da DEM oldu.