Tunç Soyer konuşuyor
Aslında tam öyle değil. Konuşan onun adına, avukatlığını da üstlenen kızı Defne Soyer. Ne büyük tesadüf; Ergenekon ve Balyoz kumpas davalarında da tutuklu yargılanan pek çok sanığı avukat kızları savunmuştu.
Defne Soyer'in tarafımıza gönderdiği açıklamada suçlamalara bir hukukçu olarak detaylı yanıtlar vermiş. Açıklama hayli uzun ve bu köşenin sınırlarını aşacağından özetleyerek yer vereceğim.
İzmir Büyükşehir Belediyesi ve iştiraki İZBETON AŞ'ye yönelik soruşturmalarda dört farklı suçlama bulunuyor. Bu suçlamaların tamamı İZBETON'a yönelik. Dört ayrı suçlamadan sadece bir tanesi ile ilgili olarak Tunç Soyer suçlanıyor. İzmir Büyükşehir Belediyesi ile iştiraki İZBETON AŞ arasında ve İZBETON'un da yapı kooperatifleri arasında yapılan kentsel dönüşüm projelerine ilişkin iş ve işlemlerin yapılmasındaki usulsüzlük iddialarından sorumlu tutuluyor. İZBETON'a yönelik ilk üç suçlama da ihaleye fesat karıştırma (TCK 235) ve edimin ifasına fesat karıştırma (TCK 236) kapsamında yapılırken Tunç Soyer'e yönelik suçlama; nitelikli dolandırıcılık suçu ile desise ile maddi çıkar sağlamaya yönelik aldatmayı kapsayan TCK'nin 1581 maddesidir.
Defne Soyer, gönderdiği açıklamada babası Tunç Soyer'in ne hile ne desise ne de kişisel çıkar için kimseyi dolandırmadığı gibi dosyada hile ve desise ile aldatıldığı iddiasında bulunan tek kişi olmadığı gibi menfaat edinildiğine yönelik tek bir belge bulunmadığını belirtiyor. Dolayısıyla suçun unsurları oluşmadığı için suç yoktur. Dava hukuksuzdur.
Tunç Soyer'in suçlandığı kooperatif olayının özetini Defne Soyer şöyle anlatıyor:
İzmir depreminden sonra belediyenin açtığı kat karşılığı kentsel dönüşüm ihalelerine müteahhitler belediyenin payını düşürmek amacıyla yıllarca teklif vermezler. Müteahhitlerin baskısından kurtulmak için belediye şirketi İZBETON ihalelere girer ve öngörüldüğü gibi müteahhitler de ihalelerle tekrar ilgilenirler. Bir kentsel dönüşüm alanındaki ihaleyi İZBETON kazanmışken bir diğeri bir başka müteahhitte kaldı. Ancak İZBETON'un kurumsal kapasitesi inşaatları yapmaya yeterli değildi o nedenle kooperatifler ile temlik anlaşmaları yapılarak süreç canlandırıldı. Daha sonra kooperatiflerin çalıştıkları alt taşeronlara inşaatlar başlatıldı.
SORUN NEREDETunç Soyer, yerel seçimlerde aday gösterilmeyince kentsel dönüşüm durdurulduğu için giderek büyüyen bir kamu zararı ortaya çıktı. Kentsel dönüşümün başlatılması önünde hukuki bir engel yoktur. Yapım işinin idari sorunlar ve ekonomik krizin etkisi ile gecikmekte oluşu bu suçun oluşumuna vücut vermez. Günümüzde uygulanan tüm projeler, yapılan işler yüksek enflasyonist koşullar nedeniyle gecikmektedir. Projenin gecikmesinden doğan zarar olduğu taktirde bu zararın, zarar görenlere ödenmesi ve daha sonra sorumlulara rücu edilmesi hukuk ve idari yargılamaların konusudur.