Her yıl olduğu gibi bu yıl da 1 Mayıs öncesi Taksim Meydanı'nda kutlama yapılıp yapılmayacağı tartışması yaşandı. Hükümet beklendiği üzere "Taksim"i yine 1 Mayıs kutlamalarına kapattı.
Yeri geldiğinde "1 Mayıs kutlamaları için Taksim'i 1977'den sonra ilk kez Erdoğan açtı" diye böbürlenen AKP ve yandaş medyası, ne oldu da kapattığını söylemiyor bir türlü. Biz söyleyelim o halde: Gezi travması.
Bu yıl da Taksim'in işçilere kapatılmasına kimse şaşırmadı. Ancak şaşırdığımız DİSK, KESK, TMMOB, TTB ve TDB'nin günler öncesinden "1 Mayıs'ta Taksim'deyiz" açıklaması yapıp sonradan vazgeçmesiydi. CHP'nin de "Mademki örgütler yürümekten vazgeçti, biz de saygı duyuyoruz" deyip alanda basın açıklamasıyla yetinmesiydi.
Evet iktidar şimdiye kadar görülmedik bir polis gücü ile yolları kapatmış; bırakın Taksim'i, İstanbul'un bütün ana arterlerinde barikatlar kurmuş; toplu taşıma seferlerini bile durdurmuştu.
İstanbul Valiliği'nin bu önlemleri alacağı beklenmeyen bir durum muydu
Hayır, pekâlâ bekleniyordu.
O zaman insanlara "Ne pahasına olursa olsun Taksim'e yürüyeceğiz" demenin manası nedir
Saraçhane ya da başka bir meydanda bir kutlama programı yapılır, herkes de o programa destek verir, kimse bu durumu eleştiri konusu yapmazdı.
Sonradan yapılan açıklamalarda "Taksim'e yürümek istedik ama işçilerle güvenlik görevlileri arasında çatışma çıkmasına gönlümüz razı olmadı" türünden açıklamalar zevahiri kurtarmıyor.
Kimse sizden gidip polisle çatışmanızı istemiyor zaten. Ama hiç olmazsa barikata kadar yürüyüp barikatların önünde bir oturma eylemi yapsaydınız.
Oraya kadar yürünmesi halinde, hele de başlarında CHP Genel Başkanı Özgür Özel'in bulunduğu bir korteje polisin nasıl bir tavır alacağını gitmeden bilemezsiniz. Buna da "E biz öncesinde polis amirlerine sorduk. Onlar gelirseniz size engel oluruz, dediler" argümanı da ikna edici olamaz.
Elbette öyle diyecekler. Ama dediğim gibi sendikaların genel başkanları, seçimden birinci çıkmış CHP'nin genel başkanı, belediye başkanlarının olduğu bir korteji kimse durduramazdı. Durdurmaları halinde de dediğimiz gibi en azından orada akşama kadar yapılacak bir oturma eylemi ile dünya kamuoyunda Türkiye'nin hak ve özgürlükler konusundaki durumunu gözler önüne sererdi. Ama olmadı. Korkarım bundan sonra herhangi bir eyleme çağrı yapıldığında arkalarından yürüyecek birileri olmaz.