Rahmi Erdem, 14 yaşında ortaokul talebesi iken, bir kitapçı vitrininde Bediüzzaman'la ilgili gördüğü bir kitap dikkatini çeker. Hemen kitabı alır ve okur.
O günden sonra Risale-i Nur'a doğru ilk adımını atmış olur. Ortaokuldan sonra, ziraat okulunu okumak için Adana'ya gider. Adana'da Risale-i Nurları daha da yakından tanır. Burada eserleri düzenli okur ve Nur dersleri takip etmeye başlar.
Bir müddet sonra Bozkır ilçesinde staja başlar. Bir taraftan da Bediüzzaman'ı ziyaret etme yolunu aramaya başlar. Bu isteği onu içten içe yakıp kavurur. Bu hasret onu dayanamayacak bir noktaya getirince Bediüzzaman'ı ziyaret etmeye karar verir. Annesi ve ninesiyle vedalaştıktan sonra Konya'da arkadaşı Ahmet Gümüş'in yanına gider. Ona "Bediüzzaman'ı ziyarete gideceğim" deyince Ahmet Gümüş, onu tren istasyonuna getirir ve Isparta'ya yolcu eder. Rahmi Erdem, tren yolculuğu boyunca kalbi heyecandan duracak gibi olur. Bediüzzaman ve talebelerin çektikleri sıkıntıları, fedakârlıkları, Barla'yı, Isparta ve köylerini düşünür. Bu duygu yoğunluğu içinde Isparta'ya varır. Aldığı adrese göre Bediüzzaman'ın talebesi Nuri Benli'nin Saray Oteli'ne gider. Nuri Benli, Bediüzzaman'ın Barla'da olmadığını söyleyince kalbi duracak gibi olur. Nuri Benli üzüldüğünü görünce onu oğlu Osman'la Bediüzzaman'ın evine gönderir. Eve vardığında kapıyı Tahiri Mutlu açar ve birazdan Bediüzzaman'ın geleceğini söyler. Kısa bir müddet sonra Bediüzzaman gelir. Arabadan indiğinde yanında Zübeyir Gündüzalp ve Mustafa Sungur vardır. Bu manzarayı gören Rahmi Erdem heyecanlanır. Koşar adımlarla Bediüzzaman'ın ellerinden öper. Heyecanı iyiden iyiye zirve yapar. Vücudu titrer, ayakta duracak hali kalmaz.
Bediüzzaman ona yaşını sorunca "Yirmi yaşındayım Üstad'ım" der. Bediüzzaman mübarek eliyle başını sıvazladı. Sonra, "Ben çok hastayım. Eğer hasta olmasaydım, seni bir ay yanımda bırakacaktım" dedi. O an, Rahmi Erdem'in hayatındaki en mesut ve bahtiyar an olur. O gün yetim büyüyen Rahmi'nin yetimliği sona ermiş, kendine babadan daha muhterem bir üstad bulmuştur.
Daha sonra otelin terasına çıkar. O günkü heyecanı hâlâ geçmemişti. Bediüzzaman'ı düşündü onun manevi şahsiyetini idrak etmeye çalıştı. O kısa sürede dünyası çok değişmişti. Artık hizmetteki yerini almak istiyordu. Bu yolun yolcusu, kara sevdalısı için Allah'a niyazda bulundu.
Bir müddet sonra otele Zübeyir Gündüzalp geldi. Onunla ilgilendi. Bu ilgi Rahmi Erdem'i memnun etmişti. Gitme vakti gelince Zübeyir Gündüzalp ile vedalaştı ve Isparta'dan ayrıldı.