İsimsiz kahraman

Şehmus Uçar, Hisar Köyü İlkokulundan mezun olduktan sonra ortaokula gitmedi ve tarla işlerinde çalışarak ailesine yardımcı oldu.

Delikanlılığa adım attığı yıllarda, Siverekli Hüseyin adında bir karayolu işçisi köydeki ustalara marangozlukla ilgili resmî işler yaptırıyordu. Köye getirdiği iş sayesinde köylülerle yakın dostluk kurmuş, bu dostluk vesilesiyle de Risale-i Nurları köylülerle tanıştırmıştı.

1959 yılının Eylül ayının son günlerinde Siverekli Hüseyin, boz bir atın sırtında taşıdığı bir sandık dolusu Risale-i Nur kitabını marangoz dükkânına getirdi. Bir hafta sonra, kitapların köye geldiğini Şehmus Uçar da öğrendi. Daha sonraki zamanlarda Hüseyin, heybesine doldurduğu küçük Risaleleri bazen at sırtında, bazen de yaya olarak köye getirmeye devam etti. Köyde okuma yazması olanlar arasında yer alan Şehmus Uçar da köylülere Risale okudu. Seyit Ahmet Bulut, İbrahim Ağa, Hacı Mehmet Altın, Mele Nezir Akçe, Halil Kalkan ve Mehmet iftçi'nin evlerinde Risale-i Nur dersleri yapılırken, Şehmus Uçar askere gidinceye kadar bu derslerde yer aldı.

Asker dönüşü ağabeyleriyle birlikte köyden ayrılarak Batman'a yerleşti. Burada yaklaşık iki yıl bakkaliye dükkânı işleterek geçimini sağladı. Daha sonra TPAO'da işçi olarak işe başladı. O yıllarda Batman'da Risale-i Nur derslerinin yapıldığı yerleşik bir medrese yoktu. Dersler evlerde gizli olarak yürütülüyor, misafirler ağırlanıyordu. Bu noktada Şehmus Uçar ve ağabeylerinin evleri önemli bir merkez hâline geldi.

Şehmus Uçar, Risale-i Nurları çok okuyan ve sahiplenen biriydi. Her kitabı eline aldığında, sanki ilk kez okuyormuş gibi büyük bir heyecan duyuyordu. İşten döndüğünde ya da boş vakitlerinde bir köşeye çekilir, bir matematik problemini çözer gibi, okuduğu konuyu derinlemesine anlamaya çalışırdı.

Ağabeyleriyle aynı apartmanda yaşadıkları dönemde evleri adeta bir medreseye dönüşmüştü. Geceleri gündüzlerine katıyor, Risale-i Nur hizmetine omuz veriyorlardı. Uzak şehirlerden Batman'daki Nur talebelerini ziyarete gelen, Bediüzzaman'ın hizmetinde bulunmuş Nur talebeleri ve diğer misafirler de onların evlerinde misafir edilirdi.

Şehmus Uçar, Risale-i Nur hizmeti içinde çalışırken aynı zamanda işinde de örnek bir usta olarak tanınıyordu. ünkü çok iyi biliyordu ki insanlar çoğu zaman fikirlerden çok, kişinin yaşantısına bakardı. Bu nedenle o ve ağabeyleri çevrelerinde örnek Nur talebeleri olarak tanınmış, "güvenilir, mert, sözünün eri insanlar" diye anılmışlardı.