Mikronezya despotu Ulu Çoban Muktedir Makropiç, koltuğunda kalabilmenin son çaresi olarak Yutania ile savaş hazırlığına, Makronezya'dan yalvar yakar getirttiği bir de savaş uçağı eklemişti.
Mikoyan Mig 35 tipi uçak için Mikronezya'da en iyi bilinen iş yapılmış, beton karılmış, alelacele bir pist inşa edilmişti.
Aç biilaç Mikronlar, yaşamlarında ilk kez gördükleri uçağı ürkek, hayran ve şaşkın seyrederken kimi "Ol dedin olduk, uç dedin uçacağız" diye tezahürat yapıyor; kimi de uçar, uçamaz ikileminde bahse tutuşuyordu.
Mikronezya'da hem uçak diye bir araç hem de pilot olmadığı gibi savaş pilotu da yoktu. Neyse ki Makronezya despotu Ayıboğan Valdemir Potin, Mig 35'le birlikte eğitmen pilot da göndermişti.
Muktedir Makropiç de hemen bir Hava Seyrüsefer Kumpanyası kurmuş, başına da Betonit Saray'ın bahçıvanı Sinek Kovarski'yi atamıştı.
Kovarski, uçağın nasıl uçtuğunu anlamaya çalışıyordu. Bir sinek tuttu, avucuna aldı, bıraktı, sinek uçtu. Sineği tekrar yakaladı, kanatlarını kopardı, bıraktı. Sinek uçmadı. Kovarski, olayı kavramıştı. Mikoyan Mig 35'in kullanım kılavuzuna özenle ekledi: "Uçağın kanatlarını koparırsak uçmaz."
Makron savaş pilotunun eğittiği iki Mikron pilotun Mig 35'i uçuracağı ilk gün gelip çattığında, ahali taze uçuş pistinin kenarına yığılmıştı.